8 Mart dünya kadınlar günü. Yani tüm dünyanın 1908 yılında, New York'ta 15 bin çalışan kadının daha kısa mesai süreleri, daha yüksek maaş ve seçme hakkı talep etmesiyle atılmıştı. Bir yıl sonra Amerika Sosyalist Partisi 8 Mart'ı Ulusal Kadınlar Günü ilan etmişti.
Yani kadınlar 1908 yılında haklarının olduğunu anlamış ve tüm dünya o tarihten sonra kadınlar gününü ve kadın haklarından haberdar olmaya başlamıştı. Ne tuhaf değil mi? Geçmişi çok değil sadece bir asır öncesine dayanan bir uyanış.
Oysaki yüce dinimiz İslam o hakkı dünyanın kuruluşundan beri olduğunu bundan tam bin 600 yıl önce Yüce Peygamberimiz ile öyle güzel müjdelemişti ki, sadece bu kelimeler bile bir kadının Yüce Allah katındaki önemini ortaya koymaya yeterli geldi. Neydi o kelime? ‘Cennet Anaların Ayakları Altındadır’
Evet, Yüce Allah toplumu oluşmasına vesile olan annelerin ayaklarının altına cenneti serdiğini dünyanın kurulduğu zamanda söylemişti. Nitekim yine o yıllarda, yani cahiliye yıllarında küçük kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü zamanlarda Yüce Peygamberimiz kızını omuzlarına alarak Mekke sokaklarında dolaşmaktan hiç mi hiç gocunmamıştı.
Kadına gerçek değeri yine o yıllarda yani cahiliye yıllarında yüce dinimizin büyük Peygamberi Hazreti Muhammed (SAV) vermiş ve kadınların erkeklere Yüce Allah’ın birer emaneti olduğunu belirterek ona gereken önemin verilmesini istemişti.
Fakat ne acı ki, günümüze kadar halen kadınlara yapılan şiddet ve negatif ayrımcılıklardan geri kalınmadı. Bir gün hatırlamıyorum ki ana haber bültenlerinde bir kadının kocası veya erkek arkadaşı tarafından şiddete maruz kalma haberlerini ya da öldürüldüğü haberlerini görmeyeyim. Sürekli temcit pilavı gibi ısıtılıp ısıtılıp önümüze konulmakta.
Neden sorusunu artık sormuyorum. Elbette ki kadına gereken değerin verildiği ve veren kişilerin ne denli önemli kişilerden oluştuğunu görüyoruz. Devletimizin başında bulunan ve ülkemizi başarılı bir şekilde idare eden Sayın Başkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın değerli eşi Emine Erdoğan’a verdiği önem ve gösterdiği saygıyı tüm dünya görüyor.
Sayın Erdoğan çifti yaşam şekilleri ile tüm dünyaya adeta model bir çift izlenimini veriyor ve eminim ki ülkemizi, sevsin ya da sevmesin tüm dünya ülkeleri bu güzel örneğe gıpta ile bakıyor. Şayet kadın ile erkek arasında bir dengesizlik ya da ayrımcılık olmuş olsaydı devletin başı bunu yapmaz mıydı?
O kadar güzel bir ahenk, sevgi ve saygı var ki devletimizin başı bile bu konuda tüm dünyaya adeta kadın erkek eşitliği konusunda büyük dersler veriyor. Kendilerine özellikle bu konuda gıpta ile bakıyorum ve örnek alınması gereken en önemli çift olduklarını söylüyorum.
Şanlıurfa caddelerinde arkadaşımız Bülent Karaca’nın objektiflerine takılan iki kare fotoğraf adeta yüreğimi yaktı. İki anne düşünün her ikisi de çocuklarının ve ailesinin rızıklarını çöp konteynırlarında arıyorlar. Onlara sorulduğu zaman 8 Mart kadınlar günü konusundaki düşünceleri hakkında ilginç bir cevap alıyoruz. 8 Mart dünya kadınlar günü diye bir gün mü var?
Evet, her iki anada bu günden habersiz bir şekilde rızıklarını çöpten toplamaya çalışıyorlar. Ve buldukları atıklarla bir başka konteynır bulmak için sessiz sedasız uzaklaşıyorlar. Sadece 8 Martta ortaya çıkarak kadınlar gününü kutlayanların gönül isterdi ki her zaman ana olan kadınlara gereken saygıyı göstersinler. Fakat düşünüyorum da sanırım zor olanı istiyorum. 8 Mart bitti. Önümüzdeki 8 Martlara bakacağız…