Bin bir güçlükle gecemizi gündüzümüze katarak okumak için çabaladığımız ve neredeyse ömrümüzün yarısını okumak için ayırdığımız eğitim hayatımızın yarısını bu uğurda feda etmemize rağmen üniversiteyi bitirince elimde kalanın sadece bir kağıt parçasından ibaret olmaması gerektiği kanısındayım.
İlköğretim, orta öğretim ve lisenin ardından bu defa da sabahlara kadar, bazen aç, bazen tok bir şekilde kapısından içeriye girmek için çaba sarf ettiğimiz ve kazandıktan sora ise yine okuyup bitirebilmek için kimi zaman öğrenci evlerinde kimi zaman ise yurtlarda zor şartlar altında okuyup bitirebildiğimiz üniversitelerden çıkınca sadece elimizde bizlere verilen kağıtların herhangi bir önem arz etmeden durması bizlere ağır gelen bir başka durum oluyor.
Düşünün girmek istediğiniz bölüme zorlu sınavlardan geçiyorsunuz. Ardından kazandım diye sevinirken bu defa da okumak ve bölümü bitirme telaşı ile 4 yıl ya da daha fazla yıllarınızı bu uğurda feda ediyorsunuz.
Sonucuna baktığınız zaman ne yazık ki ne bir iş olanağı nede bir atama durumu. Elde var sıfır. Bu defa üniversiteyi bitirdiğinize mi yoksa okuduğunuza mı yanacaksınız bir muamma. Oysaki sadece atanabilecek bölümler sınavla öğrenci alabilse ve atanması güç olan fakat mesleki geleceği parlak olan bölümlerden insanlar mezun olsa ortada bir sorun kalacağını düşünmüyorum.
Şimdilerde birçok üniversite mezunu insan bir özel marketin kasasına yada reyonuna üç beş kuruş için bakmak zorunda kalıyor. O kadar çaba o kadar emek sadece bir özel marketin içerisinde çalışabilmek içinmiş diye sormadan edemiyorum. Üstelik Orta okulu bile bitiremeyen ve hasbel kader idareci olmuş kişi veya kişilerin emri altında çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Lütfen bunu bir hor görme yada aşağılayıcı tavır olarak görmeyin ve de yanlış anlamayın.
Bu defa heba olan yıllarınıza mı yoksa mezun olup ta atanamamanıza mı yanalım. Bunu anlayamıyoruz. Oysaki devlet özellikle istihdam sorununun bu denli yüksek olduğu bu günlerde üniversiteyi bitiren insanlara bölümlerine göre iş alanları oluşturabilir ve devlet kadrolarını bu şekilde güçlendirebilir.
Üniversitenin ardından birde KPSS denen ve neden olduğu belli olmayan bir sınava tabi tutuluyoruz. Oysaki liyakat bana göre daha önce gelmeli kadrolara liyakatli ve işini bilen gerçek manada mesleğini yapabilecek kişilerin alınmasında daha fazla yarar olacağını düşünüyorum.
Umarım bu düşüncelerimiz bir an önce son bulur ve üniversite mezunları hak ettikleri yerlerde ve kendi branşlarında hizmet edebilme imkanına kavuşur ve eline almış olduğu kağıt parçasının değeri işte o zaman belli olur…