Geçtiğimiz haftanın son gününde akşam saatlerinde Türkiye Merkez üssü Elazığ olan bir depremle sarsıldı. Uzmanlar daha önce doğu Anadolu bölgesinde ki fay hattının her an patlamaya hazır olduğunu ifade etmişler. Geçtiğimiz hafta Manisa, Ankara depremleri Küçük ölçekli olunca fazla dikkate alınmadı. Ancak Cuma akşamı Ülkenin yarısında hissedilen 6.8 şiddetli Elazığ depreminde maalesef can kayıpları yaşandı.
Her depremde yüzlerce vatandaşımızı kaybediyoruz… Evet, ülkemiz; dünyanın en etkin deprem kuşaklarından birinin üzerinde bulunduğunu bile bile, geçmişte birçok yıkıcı depremle yüz yüze kaldığını hatta geçmişte olduğu gibi gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle büyük can ve mal kaybına uğrayacağını bile bile yine deprem gerçeğini görmezden gelmekteyiz. Merkez üssü Elazığ olan 6.8 büyüklüğündeki son depremde 35'in üzerinde vatandaşımız hayatını kaybetti, binin üzerinde vatandaşımız yaralı, yıkılan yüzlerce bina ve umutları, hayalleri ve gelecekleri yok olan on binlerce vatandaşımız. Deprem bölgeleri haritasına göre Türkiye'nin %92'si deprem bölgelerinin içinde, nüfusunun %95'i deprem tehlikesi altında. Ayrıca büyük sanayi merkezlerinin %98'i ve barajlarının %93'ü deprem bölgelerinin içinde yer alıyor. Son 58 yıl içerisinde ülkemizde meydan gelen depremlerde 58.202 vatandaşımız hayatını kaybetti, 122 bin vatandaşımız yaralandı ve yaklaşık olarak 411.465 binamız yıkıldı veya ağır hasar gördü.
Sonuç olarak denilebilir ki, her yıl ortalama 1.000 vatandaşımız ölüyor ve 8 bin binamız yıkılıyor ya da ağır hasar görüyor. 17 Ağustos 1999, yüzyılın felaketi… Tarihler 16 Ağustos 1966'ı gösterdiğinde Varto'da meydana gelen depremde 2.394 vatandaşımız hayatını kaybetti. Tarihler bu kez 28 Mart 1970'i gösterirken adres Gediz, 1.086 vatandaşımız hayatını kaybediyor, 6 Eylül 1975 adres Lice 2.385 kişi, 24 Aralık 1976 adres bu kez Çaldıran ve Muradiye can kaybı 3.840 kişi… Deprem adresini değiştiriyor ama hiç durmuyor. Yeni adres Erzurum ve Kars tarih 30 Kasım 1983; ölü sayısı 1.155… 13 Mart 1992 deprem bu sefer Erzincan'ı vurdu. Ölü sayısı 653 kişi… 1 Kasım 1995 yer Dinar ölü sayısı 94, 27 Haziran 1998 yer Ceyhan hayatını kaybedenlerin sayısı bu kez 84…Ve tarihler 17 Ağustos 1999'u gösteriyor. Depremin son adresi Gölcük, saatler sabah 03.02… Şiddeti 7.5 büyüklüğünde olan deprem tüm Marmara'yı sallıyor.
Resmi raporlara göre 17.480 kişi hayatını kaybediyor. 23.781 kişi yaralanıyor, 505 kişi sakat kalıyor, 285.211 konut, 42.902 işyeri ise ağır hasar görüyor. Resmi olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölü, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı var. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişiyi evsiz kalıyor. Yaklaşık 16 milyon insan, depremden değişik düzeylerde etkileniyor. Bu nedenle Gölcük Depremi Türkiye'nin yakın tarihini derinden etkileyen en önemli olaylardan biridir.
Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biridir. 23 Ekim 2011…17 Ağustos 1999 depreminin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalan müteahhitler gösterilmektedir.
Depremden sonra tüm Türkiye'de geçerli olmak üzere deprem yönetmeliği çıkarılmış, zorunlu deprem sigortası gibi birtakım düzenlemeler getirilmiş olsa da, inşa edilen yeni binaların halen depreme karşı dayanıklı olarak inşa edildiklerini söylemek zor Bu konuda vatandaşı bilinçlendirmek, denetimleri sıkılaştırmak ve yaptırımları uygulamak için devlete büyük bir görev düşmekteydi. Yakın tarihte 23 Ekim 2011'i gösterirken deprem bu sefer yüzünü Van'da gösterdi. Yüzlerce ölü, milyonlarca lira maddi zarar. Türkiye bir kez daha yeni tedbirler alma yeni kararlar çıkartma arifesinde. Yani Hedef 2023… 2023'e kadar neler planlanıyor. Yaşanan iki depremden ülke olarak ders çıkartır mıyız? Bilinmez ama… Türkiye, deprem ülkesi olduğu gerçeğini unutmamalı ve gerekli adımları bir an önce atmalı. Depreme gerçeği ile bir an önce yüzleşmeli.
Elazığ depremi sonrası Hükümetimizin En yetkili isimleri Deprem bölgesine harekat ettiler. Elazığ depremi ile ülkemiz bir kez daha birlikte olduğunu gösterdi.
Gelelim Urfa'ya.
Urfa deprem gecesi sokaklara döküldü. Bir çok kişi korku ve paniğe kapıldı. Urfa deprem bölgesi değil ama deprem için önlem almayan şehirlerin başında geliyor. Kriz yönetimi ve deprem sonrası hiç bir hazırlığı olmayan şehirdir. Depremin saati ve tarihi yoktur. Afet ve benzeri olaylar için hazırlıklı olmak gerekiyor. O nedenle bir kez daha Urfa'yı yönetenlerin yapması gerekenleri gözden geçirmeleri lazım.
Elazığ'da ki depremde yaşamını yitirenlere yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Geçmiş olsun Elazığ