Milli piyango milli umut Koca millet umudunu bir bilete bağlamış ve yeni yıl çekilişini bekliyor. Mutlar pamuk ipliğinde misali.
Bir an için Hazreti Ömer'in adaleti aklıma geldi. O dönemde zekâtlar o kadar güzel dağıtılmış ki, insanlar zekâtlarını verecek müminler bulamayınca gayrimüslimlere zekâtımızı sizlere gönderelim demişler.
Oysaki günümüzde öyle mi? İnsanlar umutlarını bir kâğıt parçasına bağlamış ve o kağıt parçasına çıkabilecek ikramiyenin hayaliyle yatıp kalkmaya başladılar. O parada o kadar insanın ah'ı var ki kim almışsa ona kalmamış.
Kimisi har vurmuş harman savurmuş, kimisi kendini kaybetmiş ne yapacağını bilemeden elinden kaçırmış, kimisi etrafına üşüşen kişilerin gazabına uğramış. Yurdu yuvası dağılmış insanların toplu bir şekilde çıktıkları umut yolculuğu ve sonu hüsran.
Dünya malı bir insanın nefsine o kadar tatlı geliyor ki kurtuluşu, huzuru ve mutluluğu kısacası dünyevi olan her şeyi ona bağlıyorlar. Oysaki huzur hiç de parada pulda değil. Huzur o parayı da, bu dünyayı da kısacası evrendeki her şeyi yaradan yüce Allah'ın yolunda olduğu gerçeğidir.
Kanuni Sultan Süleyman bile bir elimi tabutun dışından sarkıtın, görenler eli boş gittiğimi görsün demiş. Fakat biz insanlar yüce yaratıcıdan uzaklaşmış ve tüm beklentimizi talih oyunlarına bağlamışız gerçek olmadığını bile bile.
Uyanma vakti diyeceğim ama nerde? İnsanlar uyanık uyuyanlar olarak geziyor.
Rızkın kefilinin Allah olduğunu unutup, hayallerini süsleyen şeytani oyunların peşinden sürükleniyor. Bilmeden ve bilmek istemeden…