Öncelikle siz değerli okuyucularıma belirtmek isterim ki bu yazıda kendinizi, arkadaşınızı, ailenizden birini yani çevrenizden birini veya birilerini göreceksiniz.
İnsanoğlu doğası gereği bazı şeyleri paylaşma gereksinimi duyarlar. Bu fıtratında ve tabiatında vardır. Hatta tarihte bunun bir sürü örneğine rastlayabiliriz, nitekim asırlar öncede birçok insan bir şeyleri paylaşmak adına; yapıtlar, tablolar, kitaplar vb. Gibi birçok eserleri ortaya koymuştur. Ancak asırlar önce insanların bu içgüdüsel istekleri onları sanat edebiyat sanayi alanına iterken günümüzde işler biraz daha karmaşık ve değişik bir hal aldı bunun nedeni elbette ki sosyal medya...
Bu sosyal medyanın başında ise TikTok geliyor. TikTok ülkemizde ve dünyada çok yaygın kullanılan bir sosyal medya platformu.
Nedeni ise insanların buradan para kazanabiliyor olması ve rahatça içerik üretebiliyor olmasıdır. Her yaştan insanların kendi zevklerine göre içerik üretebilmesi elbette tercih edilen bir uygulama olmasının en yegane nedeni olsa gerek.
Hal böyleyken internet çağı adını verdiğimiz yenidünyada insanlar bir iki tuş ile tüm dünyaya açılabiliyor. Üstelik artık buradan yorulmadan emek vermeden para kazanılabiliyor. Bu pek tabi insanlara çok cazip geliyor. Ancak bunun toplum sosyolojisine ciddi zararları da olduğu aşikar. Bugün toplumumuzda Tik Tok’tan para kazananların sayısı azımsanmayacak kadar çok.
Hal böyle olunca takipçi sayısı beğeni ve izlenme sayıları önemli bir rol oynuyor. İşte burada önemli bir detayı atlamamak lazım.
Gençlerin sırf tanınmak için yani internet ağzı ile fenomen olabilmek için saçma sapan işlere giriştiği tehlikeli videolar çektiği çok sık gündeme gelmeye başladı.
Nitekim ülkemizde şu ana kadar TikTok çekerken ölen insan sayısı bir yılda 54 kişiyi geçti. Bu sayı 1 yıl içinde zatürreden ölenlerin sayısından fazla...
TikTok’un zararları sadece bununla kalmıyor maalesef.
Türkiye’de 15-30 yaş arası insanların günde ortalama 3 saat Tik Tokta vakit harcadığı bazı istatistik kurumlarınca yayımlandı.
Bu çok ciddi bir zaman kaybı. Gelişmiş medeni ülkelerde ise bu istatistik saat olarak değil dakika olarak karşımıza çıkıyor.
Bu günlerde TikTok fenomenlerine baktığımızda hangisinin ülke ve topluma elle tutulur bir hizmeti dokunmuştur ki.?
Özellikle de Şanlıurfalı gençlerin örnek olarak gördüğü ve referans olarak aldığı bir kaç TikTok maymunun ismini verebilirim.
Ancak buna gerek yok hepimizin aklına aynı kişilerin geldiğine eminim.
Kişisel gelişimini tamamlamamış hiçbir şekilde kendini geliştirmemiş ve her taraftan kültürden ve medeniyetten uzak bu kişilerin yaptığı saçma sapan içerikleri milyonlar izlerken.
Ciddi anlamda dünya siyasetine tarihine felsefesine yön veren ve vermiş insanların kitapları içerikleri tozlu raflarda kalıyor. İzlenme sayıları ise çok düşük rakamlarda kalıyor. Hem ne diyor ünlü yazar George Bernard Shaw “bir toplumun gelişmişlik düzeyi o toplumdaki popüler insanların vasıfları ile belli olur.”
Bu TikTok maymuncuklarını (fenomenlerini) 7’den 70’e herkes biliyorken bu gün sokakta tarım bakanı kim? diye sorsanız eminim çoğu genç bilmeyecek. İşte bu şekilde beyni uyuşturulmuş bu gençlerimizin halini görürken içimizin acımaması olağan dışı bir şey
Çoğu ülke TikTok’ un bu zararlarını görünce ülkede kullanımını yasaklamaya başladı bile. Ancak bizde bu konu adına henüz bir adım atılmış değil. Tek temennimiz bu konunun bir an önce konuşulması ve TikTok denen illetin ülkede yasaklanması...
Evet, bu biraz radikal gelebilir. Ancak olumlu radikal kararlar alamayan bir ülke ve toplum hiç bir zaman muktedir olmamıştır ve olamazda. Burada yazımı bitirirken siz değerli okuyucularıma bir kitap önerisinde bulunmak istiyorum.
Lev Tolstoy- İnsan Ne İle Yaşar.
Bu kitabı mutlak suret ile okumanızı tavsiye ediyor sizlere esenlikler diliyorum bir sonraki yazıda görüşmek üzere kendinize iyi davranın...