Ülkemizde 10 milyon kişinin maaşı asgari ücret civarındadır. Yani 2020 lira maaş alıyorlar.
Bu maaşa neler yapılabilir? Asgari ücretle çalışan birinin evi zaten kiradır. En kötü evde oturan biri aylık en az 600 lira kira öder. Bu asgari ücretlinin Büyükşehirde değil, Çankırı gibi küçük bir şehirde yaşadığını düşünelim. 4 kişilik bir aile olsun, her öğün 2 ekmek alsın, ekmek de 1 lira olsun. Günde 6 ekmek almış osun, aylık 180 lira ediyor. Elektrik, su, telefon faturalarının toplamını da en fazla 100 lira olarak düşünelim, 880 lira oluyor.
Asgari ücretle çalışan biri otobüsle işe gidip gelecek. Otobüs ücreti en fazla 1,5 lira olsun, günde 3 lira o da ayda 90 lira oluyor. Toplam oldu 970 lira. Geriye bin 50 lira kaldı.
Piyasanın durumunu göz önünde bulundurursak, et 50 lirayı, biber 15 lirayı, patlıcan 10 lirayı, domates 8 lirayı bulmuş.
Asgari ücretliye kışın ısınma gideri gerekmiyor zaten. Çay, şeker, bulgur, pirinç hiç gerekmiyor. Çocukların süt, bez giderleri hatta eğitim masrafları hiç lazım değil. Bir asgari ücretlinin ne işi olur etle, bulgurla, pirinçle günde üç öğün simit yesin üzerine de bir çay içsin birikim bile yapar.
Gerçekten yazık... "5 kişilik bir aile günde 3 öğün simit-çay tüketirse ayda 900 lira ediyor, geriye 1120 lira kalıyor" diyen biri toplumun yüzüne nasıl bakacak? Bunu belirten düşünce asgari ücretin çok iyi olduğunu ifade ediyor. Çayı 1, simidi 1 liradan hesaplıyor. O zaman çayın 2 lira simidin 2 lira olduğu Ankara'daki ne yapsın? Çankırı'da çayla simide aylık 900 lira gidiyorsa, Ankara'da 900x2 olduğunda 1800 lira gidecek. Eee buradaki asgari ücretliyi çayla simit bile kurtarmıyor.
Bu sözleri sarf eden Milletvekili acaba kendisi sabah kahvaltısında birçok çeşit olmadan sadece simit çay tüketiyor mu? Kendisi makam aracı olmadan otobüse biner mi? Çok değil, sadece 1 günlüğüne asgari ücret alan birinin yerine geçerse, onun yaşadıklarını kendisi 1 günlüğüne yaşarsa inanın ki dayanmaz.
2000'li dönemlerde asgari ücretin bu kadar yüksek olmadığını da söylüyor bu Milletvekili. Doğrudur asgari ücret bu kadar yüksek değildi ama hayat da bu kadar pahalı değildi. Bu kadar asgari ücretle çalışan kişi de yoktu. Yani asgari ücretin üstünde çalışan kişi sayısı daha çoktu.
O zamanın yaşam şartları ile şu andaki şartları çok farklı. O dönemden bu döneme yükselen asgari ücretin tutarıyla övünen vekil, sebze meyve fiyatlarıyla da övünebilecek mi?
En çok üzen durum da bir yandan çay simit hesabı yapılırken, öte yandan yapılan israf oluyor.
Birçok gereksiz yatırımlara milyonlarca para harcanırken, asgari ücretlinin durumuna gelince kuruş hesabı yapılıyor.
Yani bir yandan ekonomimizin birçok ülkeden daha iyi seviyede olduğu belirtiliyor, öte yandan çay simit hesabı yapılıyor. Bu nedenle yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe...