Malum afet bölgesinde yaşıyoruz, afet bölgesi derken, aklınıza sadece deprem gelmesin, orman yangınları, heyelanlar, kışın ise çığ tehlikesi yaşanan bir ülkede yaşıyoruz.
Ama en çok darbeyi, depremden yiyoruz, peki bu konuda gerçek manada, bir yönetim merkezine sahip miyiz?
Henüz geç değil, yani kesinlikle hızlı bir şekilde afet bakanlığı kurulmalıdır.
Hem daha hızlı bir şekilde yönetilir, verimli bir şekilde çalışmalar yapılır ve afetlerde verimli bir çalışma performansı sergilerlerdi.
Afet bakanlığı kurulunca gerek harita mühendisleri gerek mimarlar gerekse jeoloji mühendisleri bünyesinde, çalıştırılmalı, çeşitli projeler için gerekli kaynaklar aktarılmalıdır.
Afetler kader, ama ölümler mutlak sonuç olmamalıdır, bunu iyice irdelememiz gereklidir.
ANADOLU coğrafyası, genç oluşumlu bir yapıda olduğu için, halen oluşumunu tam tamamlamamıştır, bundan dolayı, gerek heyelanlar gerek ise depremler olacaktır, bundan dolayı, yapılaşmayı daha sert kayaçlara, yapmak gereklidir.
Sözüm ona yumuşak zemine yapılan yapılaşma ölüme davetiye çıkarmaktadır, sırf rüşvetler uğruna tarla, bağ, bahçelere verilen imarlar, insanlara mezar olmaktadır.
Kurulacak afet bakanlığından ilk beklentim, rüşvetçiliğin önüne geçerek, hakkaniyetli çalışmalarıdır.
Bana göre eğer kurulursa bu bakanlık, en çok bilim adamının barınabileceği bakanlık olacaktır ve olmalıdır.
Çünkü depremlerde bilimsel veriler ışığında gerçekleşmekte, tabi diğer doğal oluşumlar gibi.
Umarım yüce devletimiz en kısa sürede bu bakanlığı kurar, bilimsel olarak doğal afetlerle mücadelemiz devam eder diyorum, kendinize çok iyi bakın, iyi haftalar diliyorum.