Karbel Karaköprü belediye sporun Düzce karşısında 2-1 mağlubiyet aldığı maçtaki oyununa dair izlenimlerimi sizlerle paylaşmak isterim. Takımın Bursa karşısındaki oyunu ve düzce maçındaki oyunu ile alakalı birkaç karşılaştırma yapmak gerekirse, Takım Bursa maçındaki motivasyondan uzak bir görüntü sergiledi. Bunun motivasyon eksikliği mi yoksa Bursa maçındaki kusursuza yakın oyunun verdiği özgüven sebebiyle sonuca odaklanamamak mı olduğunu ayırmak çok ince bir çizgi olup, her iki noktada da Hüseyin hocamın fizikselden ziyade beyinsel bir dokunuş yapması gerektiği kanaatindeyim.
Düzce spor maçının özeline inecek olursak en büyük eksiğimizin rakip karşısında fiziki üstünlük kuramamamız olduğunu söyleyebilirim. Fiziki anlamda üstünlük kuramadığınız durumlarda Forvet defans hattında çok fazla gel-git yapılmakta, maç henüz koparılmamışsa takım defansta yoğunlaştığından forvette çoğalamamakta ve rakip defans üzerinde baskı kuramamaktadır. Fiziki anlamda rakipten kuvvetli olup defans üzerinde baskı kurup hataya zorlayamadığın zaman ya göbekten çok yetenekli oyuncularla delmeye çalışır yada yan toplarla forveti beslersin. Fiziksel eksiklik nedeniyle yan topları zaten yapamadık göbekten pozisyona girecek bireysel yetenekleri üst düzey oyuncularımızda olmadığından o hattı da geçerek gol pozisyonuna giremedik.
Topa çok sahip olmak oyunu domine ettiğin anlamına gelmemektedir. Takımın lehine pozisyon zenginliği yaratamıyorsan topa çok sahip olmanın avantajdan ziyade dezavantaja dönüşmesi kaçınılmazdır. Senden fiziksel anlamda kuvvetli takımlara karşı orta saha hakimiyetini ele geçirerek ayağa kısa paslarla veya araya yada arkaya düşürülecek uzun toplarla sonuç odaklı bir futbol oynamak galibiyet kapılarını zorlar.
Devre arası transferlere değinecek olursak zamanından sonra yapılan bir aşı uygulaması gibidir. Bazen aşı tutmayabilir, uyum sorunu yaşanması kaçınılmazdır. Ayrıca sezon başı kampında yeterli kondisyon ve oksijen yüklemesi yapılmamış takımla çalışmamış oyuncuların performansında süreklilik yakalamak zordur. Bu noktada da Hüseyin hocamın maç öncesi antrenmanlarda takımın uyumu ve fiziksel durumunu iyi analiz etmesi gerekiyor.
Hakeme de değinmek gerekirse ilk yarıda kazandığımız ve gole çeviremediğimiz penaltı sonrasında ikinci yarıda 1-0 mağlup durumdayken çalmaktan imtina ettiği % 100 penaltı olan pozisyon sonrası maçın kaybedilmesindeki en büyük etken oldu sanırım. Eğer o pozisyon çalınsa ve gole dönse maç sonucu daha farklı olabilirdi ve takım bu kadar stres yapmazdı. Görünen o ki takımın stres yönetimi noktasında da önemli eksikleri var . Stres yaptığı maçlarda hata oranının yükseldiği dikkatli izleyenlerin gözünden kaçmamıştır sanırım.