“Ne yazık ki tıp ne kadar ilerlerse ilerlesin tedavi edemeyeceği tek şey...”
Benzine, mazota ve lpg’ye zam gelir, arabası olan düşünsün derler. Doğalgaza zam gelir ben doğalgaz kullanmıyorum der. Suya zam gelir ben o kadar su kullanmıyorum ki der. Gıda fiyatlarına zam gelir, vatandaş zamanında alsaydı der. Maaş hemen biter ay sonuna kalmaz, ben ayağımı yorganıma göre uzatırım der. Pişkinliğin vücut bulmuş hali bu olsa gerek. Birde yaşananları görmelerine rağmen hiçbir şey olmamış gibi davranan kesimlerde var. Kar yağdı her yer felç oldu araçlar yollarda kaldı, vatandaş işine geç kaldı. Bu kadar sorun ortada varken çözmesi gereken kişiler ne mi yaptı? Tabi ki reklam. Kim veya kimlerden bahsettiğimi az çok anlamışsınızdır.
Özellikle akşamları televizyon kanallarındaki tartışma programlarını izlerken veya internette bir makale ya da haber okurken karşımıza çıkar bu kelime. Gözünüzün önüne en az bir kaç tanesinin geldiğinden hiç şüphem yok. İlk defa karşılaşılan ya da anlamı bilinmeyen kelimelerin TDK sözlüğündeki karşılığı merak ediliyor. Uzun yıllardan beri dilimizde yer alan ve günlük hayatın içerisinde sıklıkla kullanılan kelimelerden bir tanesi olan pişkin ne demek? Pişkince davranış, arsızlık, yüzsüzlük olarak karşımıza çıkıyor.
Hiçbir şey olmamış gibi karşımıza çıkmaktan çekinmezler
Ruhen rahat, geniş ve arsız olan pişkinler, karşılarındaki insanı olumsuz etkilemiş olan davranışlarının sorumluluğunu almaktan kaçınırlar ve ruhunuza zarar vermiş olmalarına rağmen, karşınıza, hiçbir şey olmamış gibi çıkmaktan çekinmezler. Yaptıklarının karşılarındaki insanda nasıl bir etki yarattığını görmekten yoksundurlar. bu insanlara laf anlatmak da zordur çünkü muhtemelen olayları sizin baktığınız taraftan göremeyecek, empati kuramayacak, "ne var bunda?" falan diyeceklerdir. Belki kötü niyetli değil vurdumduymaz olmalarıyla alakalı bir durumdur bu pişkin olma hali.
Pişkinlikle ilgili yazıyı yazmak nereden aklına geldi diye sorarsanız? Hemen cevabını da veririm. Şanlıurfa son yılların en yoğun kar yağışı yağdı. Tabi ki çocukları sevindirir. 2 yıl sonra kar örtüsünü gören vatandaşlar ve çocuklar karın tadını çıkarır. Uzun süredir kuraklıkla uğraşan başta çiftçiler olmak üzere herkesi sevindirir. Karın yağmasına sevinmeyecek olanlarda vardır. Karın yağacağı belli olmasına rağmen hazırlıklarını yapmayan belediyeler tabi ki bu duruma sevinmeyeceklerdir.
Orta da ne kar ne de kar yağışı varken özellikle Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesi ve Haliliye Belediyesi olmak üzere teyakkuzdayız demeleri ve kar yağışının ardından sınıfta kalmaları tipik bir pişkinlik örneğidir. Şu kadar araç şu kadar personelle sahadayız cümleleri havada uçuşurken belediyeleri sahada görmek pek imkân olmadı. Sabah işe gitmek için evden çıkanlar belediye otobüsleri çalışıyor mu diye sordu. Nadir de olsa çalışanlar vardı. Bu güzel haberdi. Kötü olan haber ise o otobüslerin geçeceği yolların kapalı olmasıydı. Haliliye Belediyesi en işlek yollara henüz ulaşamamıştı.
Haliliye ilçesinde doğal afetlerin hayatı en az etkileyecek türden olanı kar yağışına karşı en basit önlem ve müdahale ile hayat normal seyrinde ilerleyecekken, belediyeciliği ilkel araç gereçleri dahi kullanmayarak, kar yağışına hiçbir şekilde müdahale etmeksizin insanları kaderine terk etti. Allahtan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, yerinde bir karar alarak okulları 1 günlük tatil etti. Tatil kararı alınmasaydı ne olacaktı? İşte o zaman karakış olacaktı her yer.
Yazının girişi, gelişimi ve sonucunda pişkinlikten bahsettim. Onlar bu yazıyı okurken sizin onlara anlatmak istediğiniz hiç bir mesajı anlamayacak ve bu yazıdaki hiç bir şeyi üzerlerine alınmayacaklardır.