Yerel seçimlere az bir süre kalırken, yine rutin konuşmalar, vaatler de şimdiden başladı. Sorunları gündeme getirmeyen ve vatandaşların ulaşamıyoruz diyen vekillerimiz de vatandaşlarla sohbet etmeye, sorunları dinlemeye başlayacak.
Şanlıurfa'yı ziyaret eden vekilimiz, 'Seçimlerde halkın sesi olacağız' diyor. Bu söz bir şey ifade etmiyor ama neyse...
Biz yine de inşallah diyelim. Vekilimiz sözlerine ekleme yaparak 'Yerel gazeteciler zor şartlarda çalışıyor. Teşekkür ederim onlara. Yerelde bir sorun varsa bize iletsinler' diyor.
Evet gazeteciler zor şartlar altında çalışıyor. Ama bu konuda teşekkür etmek de gazetecilerin işini kolaylaştırmıyor. Hangi gün yerel gazetecilerin yaşam koşulları gündeme geldi? Ben bir vekilimizin gazetecilerin çalışma şartlarını gündeme getirdiğini hatırlamıyorum.
Diğer bir konu biz gazeteci olarak her zaman sorunları yazdığımızı biliyoruz. Gazetecinin görevi var olan bir sorunu bildirmek yerine yazmaktır. Biz de defalarca var olan sorunları yazarak gündeme getirdik. Ama siyasilerimizin çoğu 'Bana dokunmayan yılan bin yaşasın' sözüyle hareket ediyor. Vekillerimizden hiç ses çıkmıyordu.
(1-2 vekilimiz hariç)
Şimdi ise seçimlerde halkın sesi olacağını söylemek yerinde bir söz değildir. Çünkü vatandaşları dinlediğimizde 'Başka zaman sesimiz olmayanlar seçimde sesimiz olmasın' diyor. Urfa'ya gelemiyorsanız bari Urfa'nın medyasını takip edin; vatandaş ne diyor bir dönüp bakın!
Yıllardır bu memleket işsizlikle boğuşuyor. İŞKUR kapısı önünde akşama kadar sıra bekleyen işsizler başvuru yaptıktan sonra umutsuz olarak evine dönüyor. Çünkü sadece 100 kişilik kontenjana 3 bin kişi başvuru yapmıştır. Mevsimlik göçler...
Şanlıurfa dışarıdan bakıldığında bereketli tarım arazilerinin olduğunu dünyaya bile ihraç sağlayacak konumda olduğu görülüyor. Ama Urfalılar halen başka illere mevsimlik işçi olarak gitmek zorunda kalıyor. Bu konuyu gündeme getirdiniz mi? Bunun altında yatan nedeni araştırdınız mı?
Madde bağımlılığı... Genç nüfusun fazla olduğu memleketimizde en büyük sorun haline gelmiş. Bu konuda araştırmalar yapılıyor, veriler açıklanıyor. Madde bağımlılığı arttı deniliyor. Ama halen kapsamlı bir çözüm bulunmuş değil.
Geçtiğimiz günlerde on yaşında bir çocuğun annesinin yanında sigara içtiği görüntüleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Ve madde bağımlılığının artması da yukarıda bahsettiğim işsizliğe bağlanıyor.
Elektrik sorunu... Sürekli elektrik kesintisi, kabarık faturalar... Vatandaşlar evde bozulan elektronik eşyalarına mı yansın, sulayamadığı ekinlerin kuruduğuna mı yansın yoksa kabarık gelen faturaları mı yansın!
Sağlık sorunu... Urfa için kangren haline gelmiş bir yara gibi. Halen doktor eksikliği nedeniyle saatlerce sıra bekleyen hastalar görüyoruz.
Eğitim... Velilerin her defasında yakındığı konu. Belli bir kapasitesi olan sınıflarda iki katı kadar öğrencinin eğitim görmesi.
Öğrencilerin okul saatinde elinde sigarayla internet kafelere gitmesi...
Ve daha saymadığım sorunlar...
Vatandaşların her zaman ortak tepkisi ise seslerini duyuramaması, muhatap bulamaması. Vatandaş sorununu medyaya iletirken bile 'Boşuna konuşuyoruz' diyor.
Sadece seçimlerde değil, her zaman halkın sesi olmanızı istiyoruz.
Böyle açık yüreklilikle yazmak her yiğidin harcı değildir. Sizi takdir ediyorum... sanırım genç nesil gazeteciler var o*** bütün emek sömürüsüne rağmen eski gazeteciyim diyen şahısları kökten silecektir. işte o zaman birleri çıkıp gazetecilerin sorunlarını dinlemek zorunda kalacaktır. Şahsen her ay Büyükşehir belediye başkanı Nihat Çiftçi ile bir araya gelerek para karşılığı belediyenin yazdığı röportajı yayımlayan 25 yıllık gazeteciler bu işi çözemezler. benden sizlere naçizane tavsiyeler ya kendi başınıza haklı mücadelenizi yapın ya da paracı iş adamı gazete patronlarına boyun eğip köle gibi çalışın. siz genç gazeteciler eski paracı zihniyetteki gazetecilere bağlı olduğunuz sürece hak talebinde bulunamazsınız... rnancak kalemleriniz var Cumhurbaşkanlığından tutun da sendikalara kadar her yere ulaşıp hak talebinde bulunun...