Yerel seçimlerin ardından 1 aydan fazla süre geçti. Seçim sonuçları kimini sevindirdi kimini üzdü. Kimi bölgelerde hiç beklenmeyen sonuçlar çıkarak sürpriz oldu, kimi yerlerde ise beklenen sonuç geldi.
Seçim öncesi Belediye Başkan adaylarının en öne çıkan vaatleri ise projelerden çok halkın içinde olacağı söylemleri oldu. Bu da seçimi kazanmak için en iyi taktikti. Çünkü sorunlarla boğuşan halk, karşısında muhatap olacağı bir yetkili bulamıyordu. Ve bu manzarayı o kadar özlemişti ki en samimi proje bu oldu adaylar için.
Seçimlerin ardından Belediye Başkanı olarak seçilenler o kadar sevinçli ve heyecanlıydılar ki, göreve başladıkları ilk günden başladılar halkı ziyaret etmelere ve teşekkürlere. Bir aydan fazla süre geçmesine rağmen çalışmaya başlamayıp halen ziyaret gerçekleştiren Belediye Başkanları var. Ziyaretler için yavaştan frene bassalar ve çalışmalar için bir vites yükseltseler daha makbule geçer.
Seçimi kazanan Belediye Başkanlarının kimi o heyecanla belediye binasının kapısını söktü, kimi belediyenin önündeki beton yığınlarını kaldırdı, kimi makam aracı istemedi. Kimi yerlerde belediye binasının başka kuruma devredildiği görüldü, kimi Belediye Başkanı da kiralık olan binayı istemedi, kamuya ait binaya taşınmayı tercih etti. Kimi Belediye Başkanı da belediyenin borcunu astığı pankarta yazarak açıkladı.
Yani Belediye Başkanlarının ilk icraatları halkı düşünmek oldu. Görünüşe bakılırsa herkes şeffaf oldu. Bu davranışlar tabiki herkes tarafından beğenilir davranışlardır. Belediyelerin personellerine gelince kimi önceki personelleri işten çıkardı, kimi çıkarmayı göze alamayınca istifaya zorladı. Bu durum beğeni aldığı kadar, tepki de aldı.
AK Parti, Kızılcahamam'da toplandı, Belediye Başkanlarına nasıl çalışmaları gerektiği konusunda yol gösterdi. Ve Belediyelerin bundan sonra daha sık denetleneceği vurgulandı.
Tabiki bu davranışlar takdir edici davranışlardır. Belediyelerin halkla kopuk olmaması gerekir. Vatandaşların derdini anlatabilecek muhatapların her zaman sahada olması gerekir. Çünkü halktan kopuk bir kurum, ne kadar başarılı olursa olsun yenilmeye mahkumdur.
Öyle ki Belediye Başkanlarının siyaset yapmaktan çok, kentin projeleri ile ilgileneceğini belirtmeleri güzel bir davranış. Ancak bu şeffaflık, gösterişte kalmamalı. Bundan sonra vatandaşın ne sıkıntısı varsa karşısında muhatap bulacaksa o zaman anlarız ki bu söylemler icraata dökülmüştür. Aksi halde eskisi gibi 'Ben yaptım oldu' kuralı uygulanırsa, demek ki eskisinden hiçbir fark yoktur.
Bundan sonra Belediye Başkanlarının her zaman çalışmalarının yanında vatandaşlarla da iç içe olmaları gerekir. Eskisi gibi Büyükşehir Belediye binasının önünde kafasına silah dayayarak intihar girişiminde bulunan kişilerin olmasını istemeyiz.
Şu anda hiçbir Belediye Başkanı başarılı değildir. Önümüzdeki yıllarda yapacakları icraatlarla halktan aldıkları puanla başarılı olup olmadıkları belirlenecektir elbet. Bu nedenle zaman, vitesi yükseltme zamanıdır.
TKP hoştur gerisi boştur. Oyumu sarıgüle veriyorum.