Bazı siyasetçiler faal oldukları ilçe, il ya da ülkeye mal olurlar.
Bu mal oluş konuşarak ya da insanları kandırarak olmaz. Bunu yapabilmek için çalışmak ve yapıcı olmak gerekir.
İnsanların bilinç altına ve yüreğine girebilmeyi başarabilmek için çalışmak ve ortaya bir şeyler koymak gerekir. Bunun içindir ki insanların yani vatandaşın kalbine girebilmeyi başaran çok nadir siyasetçi vardır.
Ülkemizde kendini ülkeye mal edebilen siyasetçilerin sayısı maalesef çok fazla değildir. Her siyasetçinin elbette faal olduğu yerde yaptığı bir şeyler vardır. Bunu inkar etmek haksızlık olur.
Herkes belki ranttan belki de aynı düşünceyi paylaştığı için birilerini halka mal olmuş olarak yorumlayabilir ki bu da onların öznel görüşüdür ve nesnelliği yoktur. Nesnel bir görüş olabilmesi için elle tutulacak bir şeylerin ortaya konulması ve bütün toplum tarafından kabul görmesi gerekir.
Ülke genelinde kendini halka mal eden çok az sayıda siyasetçi olduğu Şanlıurfa’da da bunun yapan çok ama çok az sayıda siyasetçi bulunmaktadır. Bunu buradan yazarken oldukça nesnel davranıyorum.
Bir vatandaş olarak gerçek manada bu kenti seven ve bu kent için çabalayan birkaç siyasetçi dışında kimseyi göremiyorum.
Göremiyorum çünkü benim yüreğime girmek için çabalama yolu seçilmiyor.
Yaşadığımız şehirde bir sürü sorun varken siyasilerimizin ellerini vicdanlarına koyarak birlik içerisinde çalışmaması gerçekten ülkeye ve kente kaybettirmekten başka bir şeye yaramıyor.
Bizim için çabalayan siyasetçilerin sayısının az olması onların adeta dışlanmasına neden oluyor. Bu sayının artması emin olun ki vatandaşa mal olmak istemeyen siyasetçiler için bile bir kurtuluştur.
Halka mal olmak için iktidar, muhalefet ya da bağımsız olmaya gerek yoktur. Saydığım bu bloklardaki her siyasi halka mal olmak için çabalayabilir. Bu çaba onları her zaman öne çıkaracak ve halka mal edecektir.
Ancak halka mal olmayı hayal ederken çıkardıkları kuru gürültü ile halkı bıktıran siyasiler de var;
Bunlar da sosyal medyada sürekli olarak yaygara koparmayı kendisine yol olarak seçmiş siyasetçilerdir. Bu siyasetçilerin çoğu daha önce yer almak istedikleri bloklarda yer alamadığı için ya da yer almak istemedikleri için sosyal medyayı kendilerine mesken tutarak yaygara koparıyor.
Şunu da belirtmekte fayda görüyorum; kimileri kendince haklı kimileri haksız… Kopardıkları bu yaygara onları sürekli olarak gündemde tutuyor ancak fayda sağlamak yerine zarar veriyor.
Onları sıradanlaştırıyor ve halkın onlara karşı duyarsızlaşmasına neden oluyor. Bu duyarsızlaşmanın olmaması için bu siyasetçilerin rahatsızlık yaratmak yerine daha tutarlı daha sakin ve daha yumuşak bir dille kendilerini ifade etmesi gerekiyor.
Örneğin; eğitim politikasını eleştiren bu siyasilerin çıkıp ortaya bir öneri koyması gerekiyor. ‘Bu yanlış, bu saçma, bu korkunç’ diyerek değil de olması gerekenleri benim vatandaş olarak karşı blokun da siyasetçi olarak anlayacağı bir dille ortaya koyması gerekiyor. Çıkan kuru gürültü onların eleştirdiği politikaların daha da uzun süre devam etmesine neden oluyor.
Sıradanlaşmak: vatandaşın kalbine giden yolda bir çok siyasetçinin uğradığı hezimettir. Siyasilerin bu hezimete uğramaması için daha tutarlı daha dürüst olmaları gerekiyor.
Sevgi ve saygı ile kalın…