Şu anda, yeryüzünde İslami amaçla (Rızayı İlahi gayesi için) çalıştığını iddia eden, her bir kuruluş, vakıf, dernek, dergah, hizip ve hareket... topluluk, millet ve devlet ne varsa...?
Sadece Kur'an'ın hak, hukuk ve adalet sistemini Rabbani farz ve Nebevi sünnet ve hadisin; sahabe model tatbikatına uygun manasıyla birlikte okuyarak ve yaşayarak hayata hakim kılmaya çalışılırsa?
Böyle bir durumda, evvela iki milyar Müslümanın ve beraberinde geri kalan beş milyarın toplamı yedi milyar insanın birliği, dirliği, adaleti, huzuru ve saadeti sağlanmış olur.
Eğer bu yapılmıyor, yapılamıyor, sağlanamıyorsa, bu konuda çaba sarf eden her bir kurum ve kuruluşun ve hatta her bir bireyin yaptıkları çalışmalarını yeniden bir öz eleştiri; İlahi mizan ve peygamberi yaşam ölçüsü ile gözden geçirmeleri gerekmez mi?
Eğer hakikatte iki milyar Müslüman itikat ve amelde sadakat ve istikamet üzre var olursa, hiç şüphe yok ki en kısa zamanda bu atalet ve rezaletler son bulacak. Beşeriyet yeniden topyekûn bir asrı saadetin huzur ve mutluluğuna kavuşarak güven içerisinde yaşayacak.
Hiç şüphesiz ki İslam dini: Kâfirleri içerisinde bulundukları küfürden, zalimleri yaptığı zulümden ve mazlumları uğradıkları mağduriyetten kurtaran yegane Rabbani, Rahmani adaletle hükümler ve hakimiyetin muzafferiyet adresidir.
İllaki cehlimürekkep, küfrü mutlak ve zulmü inadı üzere, şeytan ve nefislerine uygun hareket edenler varsa ki imtihan gereği bir kısmının dün var olması, yarında var ola bileceklerine bir kanaattir.
O zaman Kur'an'ın beyanı, Resulullahın ilanı manasına uygun söylenen; "Zalimler için yaşasın cehennem!" vecizesi aynı zamanda ilahi adaletin gerçekleşmesi için fıtri bir dua ve talep olarak tahakkuk edecek!