Çapkınlık denilince akla ilk erkekler ve daha sonra da sadakatsizlik gelir. Çapkınlığın kötü bir huy olduğunu hepimiz çok iyi biliyoruz fakat bu kötü davranış zamanla hastalığa varmaktadır. Hastalık dışında aynı zamanda çok kötü bir davranıştır toplumda kötü hoş karşılanmayan bir davranış şeklidir. Çapkınlık hem portrenizin rahatsız olmasını, hem de çevrenizdekilerin rahatsız olmasına neden olur. Bu durumda herkesin kendi partneriyle yetinmesi yâda sevmesi ve asla başkalarına bakmadan sadece yaşadığın kişiye sadık kalmaları gelmektedir.
Kısacası sadakat duygumuzun oluşması için temelimizin baştan sağlam olması gerekiyor. İşin bu kısmı biraz karışık olabilir. Sonuçta hangimiz mükemmel bir temele sahibiz ki? Geçmişimize baktığımızda düzenli aile yaşamından geliyorsak, bu bize ileride seviyeli beraberlikler için gelecek yaratabiliyor. İlişkinin temel taşı biraz güven biraz kaybetme korkusu... Aşkın da temeli buna dayanıyor. Aslına bakarsanız çapkınlık aşkın bitmesi yüzünden oluşmuyor. Çapkınlığa sebep olan önemli faktör, sadakatin eksikliği veya yok olması demektir.
Evlenen ya da beraber zaman geçirenler eminim severek ya da bir birinden hoşlanarak hayatlarını beraber paylaşmaya başlamaya başlamışlardır. Peki, ne oluyor da başka insanlara yönleniyorlar? Bu sorunun cevabı çoğu şekilde yorumlanabilinir bura da nedenleri dile getirmekte mümkünde değil. Bunun önüne geçmenin en büyük çözümü bu davranışın hastalık dereceye gelmeden önüne geçmek ve kendini frenlemek ve daldan dala konmamak. Çapkınlığın önüne geçmeminin diğer bir çözüm önerisi ise stresten uzak kalmak aile içinde ki huzur ve mutluluk, mutlu huzurlu bir hayat hiç kimseye değiştirilmez. Yanımızdakilerle mutlu olmak her zaman başka tercihlerden iyidir. Diyorum ve sözlerime burada son veriyorum.