Yüce Allah’ın yaratmış olduğu tüm canlılar şüphesiz ki onun kontrolünde yaşamlarını sürdürmektedir. Louis Pasteur kuduz aşısını bulan bilim adamının o sözü unutulmaz. “Yaşama hakkı elinde olan bir karınca bile olsa ona kıyamam fakat söz konusu insan sağlığı ise binlerce karıncayı buna feda ederim”
Bu ifadeye aynen bende katılıyorum. Fakat son zamanlarda şehir merkezinde özellikle insanların sık kullandıkları alanlarda başıboş bir şekilde dolaşan sokak köpekleri insan sağlığını tehdit edebilecek boyutlara kadar geldi.
Şehri merkezinde dolaşan ve derisinde adeta her türlü hastalığı taşıyan sokak köpekleri aynı zamanda yaralı ve hastalık saçarak insanların sağlığını tehdit ediyor. Bu şekilde birçok gazete ve haber sitelerinin yanı sıra TV haberlerine konu olan bu sokak köpekleri ile ilgili bir dizi önlem alınması taraftarıyım.
Bu köpekler aynı zamanda kuduz başta olmak üzere çok sayıda hastalık ile hayatımızı olumsuz bir şekilde etkiliyor. Elbette ki bizlerde 15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi ve bu bildirinin maddeleri konusunda hem fikiriz.
Hatta bu bildirinin birinci ve ikinci maddesi olan Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğarlar ve aynı var olma hakkına sahiptirler.
Bütün hayvanlar saygı görme hakkına sahiptir. Bir hayvan türü olan insan, öbür hayvanları yok edemez. Bu hakkı çiğneyerek onları sömüremez. Bilgilerini hayvanların hizmetine sunmakla görevlidir. Bütün hayvanların insanca gözetilme, bakılma ve korunma hakları vardır. Maddelerini çok iyi biliyoruz.
Fakat bu konuda insan sağlığı denince işte bende bu konuda yüz küsur yıl önce ünlü bilim adamı Louis Pasteur’un sözüne katılmaktan kendimi alamıyorum. Yani söz konusu insan sağlığı ise gerisi teferruat sözüne daha çok katılıyorum
Bende tüm vatandaşlar gibi bu konuda tüm yetkili kurum ve kuruluşların ve kamu kurumlarının devreye girerek bu köpekleri kalabilecekleri bir ortama alınmasını istiyorum. Bu uyarılarımızı ve önerilerimizi umarım yetkili merciler dikkate alır.