Gençlik güzeldir, baharda ırmaklara benzer. Yaşama tutkusu ve coşku. Hayaller, umutlar, acemilikler ve beklenmedik uçurumlar….
Yirmisine yeni girmiş bir gencin kırk veya elli yaşında varmış gibi yazmasını, yaşamasını düşünmesini beklemek iyi, fakat biraz zor “Çocuk bizden neyi görmüş ise onu taklit eder” en güzel örnek anne ve babasıdır onun idolüdür
Gençlere biraz zaman da tanımak gerek, ayakları üstünde durmasını, topluma girmesini, Devletine, milletine, imanına ahlaki yönden gelişmesine destek verip sorumluluk vermeliyiz.
Tecrübe sahibi olmak kolay değildir. Deneyecek, yanılacak ve doğrusunu öğrenecek.
Evvela kendi çocuklarımız, gençlerimiz. İsteriz ki, evlatlarımız bize benzesin. Hususiyetlerimizi alsın. Sözümüzden çıkmasın. Yaptığımız hataları yapmasın. Hatta bizden iyi olsunlar.
Her nesil, kendi özelliklerini de beraberinde getiriyor. Büyüdüğü çağın, yetiştiği ortamın rengini, kokusunu alıyor. Otuz sene önce dünya üstünde olmayan binlerce şey, bugün var. Mesela sosyal medya kimin aklına gelirdi? İnanılmaz oyunlar, imkânlar?
Şartlar sürekli değişiyor İnsanlar daha çok dünya sevgisine kapılmakta bundan en çok zamanın gençleri etkilenmekte ve Dünyanın şatafatına yenik düşmekte zehirli balı yemekteler.
Zehirli bal, (şan, şöhret, aldatıcı zevkler, dünyayı çok sevmek)
Devirler ve şartlar. Birinci Cihan Harbi’nin yaşandığı yıllar ile günümüz bir olabilir mi? Türlü yokluk ve zorluk içinde çabucak büyüyen çocuklar, gençler.
Gençlerimiz geleceğimizdir. İstikbal kelimesinin karşılığıdır. Mesuliyet ve mensubiyet duygusuyla bu meseleye yaklaşanlara itimadımız tamdır. Samimiyetlerinden zerre şüphemiz yoktur.
Gençlerle ilgili endişeler taşımak, çoğunlukla, bir derdin ve davanın neticesidir. Yalnız nefsimizden değil, neslimizden de sorumluyuz. Nesli muhafaza etmek. Onların ahlaklı, eğitimli, topluma faydalı ve İslâm kalmasını sağlamak hem hükümetlerin hem bizlerin düsturu olmalıdır.
Özeleştiri: “gençlik elden gidiyor” çığlığı atan bazı kimseleri de iyi tanıyoruz. Kaç gencin elinden tutmuşlar? Hangi yeteneğin yolunu açmışlar? Hep şikâyet.
Konu gençler olunca, nedense hep olumsuz örnekleri görüyor ve gösteriyoruz. Daima güzel ve hayırlı işlerin içinde olan nice genç arkadaş var. Bu gençler bizim onlara sorumluluk verelim onlara güvenelim, bakın ne güzel şeyler yapacaklar.
Değişmeyen sayısız incelik, güzellik, derinlik yok mu?
Hatta eskiye nazaran daha da iyi olan? Gittiğimiz yerlerde pırıl- pırıl gençler görüyoruz. Saygıda kusur etmeyen, ilgili, bilgili Sancağı devralacak, emaneti koruyacak gençler mutlaka çıkıyor ve çıkacaktır. Gençler Geleceğimizidr…. Onlara sorumluluk verip güvenelim.
-----------------------------------------------------------------------
Gençlik Rehberinde izah edildiği gibi, gençlik hiç şüphe yok ki gidecek.
Yaz güze ve kışa yer vermesi ve gündüz akşama ve geceye değişmesi kat’iyetinde, gençlik dahi ihtiyarlığa ve ölüme değişecek.
Eğer o fâni ve geçici gençliğini iffetle hayrata istikamet dairesinde sarf etse, onunla ebedî, bâki bir gençliği kazanacağını bütün semâvî fermanlar müjde veriyorlar.
Eğer sefahete sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir; öyle de, gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, âhiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevâlinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübeyle tasdik eder.
Meselâ, haram sevmekte, bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi çok ârızalarla o cüz’î lezzet zehirli bir bal hükmüne geçer. Ve o gençliğin suiistimâliyle gelen hastalıkla hastahanelere ve taşkınlıklarıyla hapishanelere ve kalb ve ruhun gıdasızlık ve vazifesizliğinden neş’et eden sıkıntılarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düşeceklerini bilmek istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor.
Elbette, ekseriyetle gençlerin gençliğinin suiistimalinden ve taşkınlıklarından ve gayr-ı meşru keyiflerin cezası olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve ağlamalar ve esefler işiteceksin.
Eğer istikamet dairesinde gitse, gençlik gayet şirin ve güzel bir nimet-i İlâhiye ve tatlı ve kuvvetli bir vasıta-i hayrat olarak âhirette gayet parlak ve bâki bir gençlik netice vereceğini, başta Kur’ân olarak çok kat’î âyâtıyla bütün semâvî kitaplar ve fermanlar haber verip müjde ediyorlar.
Madem hakikat budur. Ve madem helâl dairesi keyfe kâfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene ve on sene hapis cezasını çektirir. Elbette, gençlik nimetine bir şükür olarak, o tatlı nimeti iffetle, istikamette sarf etmek lâzım ve elzemdir.
Takdiri huda kuvvei bazu ile dönmez, Bir Şem’a ki Mevla yaka, üflemekle sönmez. (Allahın takdiri, dilemesi bilek gücü ile dönmez.)
Ülkemizde Demokrasi ışığını söndürmek isteyenlere fırsat vermemeliyiz, Demokrasiyi desteklemeliyiz, gençlerimizin önünü açıp onlara sorumluluk vermeliyiz. Allah kimsenin ışığını söndürmesin.
Başka yazıda buluşmak üzere kalın sağlıcakla.