Etik siyasetin kalmadığı, Siyasilerin gözlerini ve yüreklerini İnsanlığa, ve insani duygulara kapattığını gözlemliyorum. Milletçe yıkanmamız gerektiği ve kirlerimizden arınmamızın elzemliği çok net ortada…
Durum böyle iken, Halen Cellatlarından medet umanlar, yaşadıkları bu "Stockholm Sendromu" hastalıklarından kurtulmaları gerekiyor.
Kurtuluş Reçetesi; Değişim kavramını dillerine değil, yüreklerine nakşetmeleri, bu yolda kararlı ve net duruş sergilemelidirler. Yoksa İnsani değerlerden uzak, Firavunlara hizmet eden birer "KUL" olmaktan öteye gidemeyeceklerdir.
Firavunlardan sıyrıldıklarını iddia eden yeni siyasi oluşumlarında aynı eksende hareket ettiği aşikar olarak ortadadır. Güç Merkezinin etrafında dönen fırıldakların, değirmen taşı gibi, bu halkı lime lime öğüttüğünün farkındayız. Temennim, bir an önce uyutulmuş kulların uyanması, uyanış meşalesini yakmasıdır. Kurtuluş, ancak ve ancak mücadele edenlerin, bedel ödeyenlerin ve başkaldıranlarındır.