Dünyanın her neresinde olursa olsun, insan eli ve iradesi ile ortaya konulan nesnelere, fikir ve davranışlara, ülkü ve ilkelere kutsiyet verilemez.
Belirlenen bu milli ve manevi değerlerin belli zaman ve mekanlarda ve belki çok nadiren belirlenen ölçü ve ölçeklerde, bir kısım halklar ve coğrafyalarda birer milli ve manevi değerleri olabilir.
Ama bunlar her ne ad altında olursa olsun, kimin raiyetinde, maiyetinde, rivayetinde olursa olsun "...ilelebet payidar olacak" şeklinde kutsal dini/dinden bir cüz, hüküm ve delil asla olamaz!
Cenabı Allah'(cc)ın isim, sıfat, irade ve emirleri dışında, herhangi bir inanç veya nesneye devlet, millet, ülke, ülkü, ilke, bayrak, icat ve icraatlara..İlahi hükümler olan Kur'an ayetlerine göre, asla mı asla "...ilelebet payidar olacak"
demek ve bu şekilde dili ile ikrar, kalbi ile inanmak mümkün değil ve olmamalı: İslamın zahir hükümlerine göre yapılan böyle bir iman ve eylem küfrü mutlak ve şirk-i azimdir! Olsa olsa şöyle bir hükümle karşılaşabiliriz:
"[İctihad, müctehidlerce nasslardan çıkarılan hükümlerdir. Müctehid, ictihad ehliyetine haiz büyük âlim demektir. Örf, bir bölge/belde/şehirdeki insanların dine aykırı olmayan umumi âdetleri demektir.
Edille-i şeriyye denilen dört delilden sonra dine aykırı olmayan örf ve âdetler de delil olur. Ancak, zamanın değişmesiyle örf ve âdete dayanan hükümler değişebilir.
Nassa (Kur'an ve Sünnet'e) dayanan hükümler zamanla değişmez. İbadetlerde nass ile bildirilmiş olmayan bir hükmü anlamak için umumi âdetler delil olur.
Âdetlerin umumi olması için Eshab-ı kiram zamanından kalması, müctehidlerin kullanmış olmaları ve devamlı olmaları gerekir. Sonradan âdet olan şeyler, şer'i delil olmaz.
Muamelattaki âdete ait hükümler, nassa (Kur'an ve Sünnete) muhalif değilse delil olur. Örf ve âdetin nassa aykırı olup olmadığını da ancak fıkıh âlimleri anlar. (Mecelle şerhi)]
Yüce dinimizin naslarına aykırı düşmeyen ve herhangi bir konuda ilahi bir açık nas bulunamayan durumlarda, sadece o an için "örf ile hükmet" şeklinde örfe işaret edilmiş ama bunlar "...ilelebet payidar olacak" içtihatlar değildir.
Öyle ise, yeryüzünün her neresinde olursa olsun, her şeyi A'dan Z'ye kadar Kur'an ve uygulaması olan Resulüllah'(sav)ın Sünnetine aykırı olan kanunlar, yasalar, simgeler, semboller, hükümler, ülküler, ilkeler, ülkeler, devletler.. için "...
ilelebet payidar kalacak" denilmesi İslam Din'i açısından İlah'i olan Vahyin Rabbani öğretisine aykırıdır!
Böylesi batıl ve bid'a olan iddialar ve ve hükümleri halklara dayatan diktatörlük: Dünyanın hangi kıt'ası, coğrafyası, bölgesi ve ülkesinde olursa olsun Ebucehil, Firavun, Nemrut, Dehhak, Cengizhan,... ve çağdaşlarının iddialarının çağımızda ki aynısıdır. Ki bu inanç ve amel tamamen Kur'an ve Uygulamalı Sünnet ve İslam Fıkhı'na aykırıdır. Dünyadaki Mümin, Muvahhid ve tüm dost ve muhibbanlara selam, saygı ve dua ile duyurulur!