Nice din ve felsefeler okudum. En sağlamı dahi, çoğu yanmış orman gibi.
İslam Dini ise her zaman, adeta ilkbaharda yeni bir Nwroz Bayramıdır.
Her kim ki "İyyake ne'budu ve iyyake nestein" diyerek Allah'(cc)a kuldur?
Şüphesiz ki maddi ve manevi varlığınca nefsinden ve mahiyetinden mesuldür.
İslam’ın temeli sıdk ve sonucu selamettir. Yaşasın sıdk ve riya kahrolsun
İslam âleminin bu günkü durumu, gösteriyor ki sıdk yok ki selamet olsun!
Dostlar buyurun duaya: Ey Yüce Rabbimiz tüm dünyada,
"Baştaki başların başına akıl ve kalplerine nuru iman ver!"
Göğe merdiven dayansa veya asansör kurulsa,…
İnsanın bineceği, ineceği ve yaşayacağı yer dünyadır.
Zalime adil, aziz'e zelil, kirliye temiz, cahile âlim veya
Adil’e zalim diyerek, isimlerin değişmesiyle hakikat değiştirmez.
Halkın seçtiği hiç kimse, halktan daha aziz ve âli değildir.
Çünkü görevi ve rütbeyi veren alandan büyüktür.
O, şu kadar çaldı, yalan uydurdu, yandaş kayırdı, baş kopardı, insan kandırdı..
“Ben kare katını yaparım” diyenden daha zalim bir kimse var mı?
Evet var! Başar Esat ve benzerleri halef selef olarak atasını çoktan geçti.
Başkasına ait daha çok yanlış ve haram, bir başkasına daha az,
Yâda daha çok haram, yanlış, günah, zulüm işlemeyi meşru kılmaz.
Kimse tüm sülalesiyle dindar veya dinsiz, müşrik değildir.
Ve elbette "Hiç kimse yapmadığı suçtan sorumlu tutulmaz!"
Mesele güzel bir işe; güzel başlamak ve güzel bitirmektir.
En kötüsü güzel bir işe, güzel başlayıp kötü bitirmektir.
Yaşadıkları dönemde nice dahi diye alkışlanan insanlar,
Öldüklerinde nice alkışlayanlarca hatırlanmazlar dahi!
Dik durmak ayrı izzettir, dik kafalılık ayrı bir vahşettir.
İnsanlığın başına gelenler bir kısmı dik kafalı idarecilerdendir!
Kolektif aklın akıbetine kanaat etmeyen, illa dediğim doğrudur;
Keyfe ma-yeşa hareket eden her idareci, muhakkak ziyandadır!
Şuraya/danışmaya ve dayanışmaya yanaşmayan,
Kendi başına hareket eden her yönetici hüsrandadır.
Her şeye şükredilse; harama, zalime, zillete ve dalline,…
Hak olan yoldan çıkılmış sapıklığa asla şükredilmez.
Atlar eşeklere sormuş "Ne zaman niçin zırlarsınız?" Eşekler cevap vermiş:
"Sahibimizi kaybedince, düşmanımızı görünce, bağlanınca ve acıktığımızda”
Dağların en doruk tepelerinde çıkan Güneş’e veya Ay'a,
Ayıların ne parçalayan dişleri ve nede pençeleri ulaşmaz.
Çakallara çakıl atmaya, zaman ayırmaya bile değmez.
Çakala çakıl atsan da atmasan da sermayesi ulumaktır.
En gayretli olduğum an suçlu olduğuma inandığım zamandır.
Tövbe ile aramıza "bir an-ı seyyale" bile girmesini istemem.
Birçok şey eskir ve çürür gider. Ama hakiki dost eskimez.
Her zaman ilk günkü aşk gibi, dirilik ve tazeliğini korur.
Zulmün zorba zorunu, İslam’ın adalet ve şevketine şikâyet ettim.
Bana verilen ulvi cevap: "Git kendinde ara ve kendin bul" denildi.
Evet, dün dünde kaldı ve yarın henüz gelmedi. Öyle ise dikkat et!
Mesele düne ne bıraktık ve yarına, azığımız ve hazırlığımız nedir?
Hakkın "Hak" ismini hakkıyla tanıyanlar; haddini ve hakkını bilir.
Ne başkasının hakkını çiğner ve nede kendini başkasına çiğnetir.
Her yapının: Mimarı, müteahhidi, mühendisi ve bir sahibi vardır.
İnsanınki ise: Kâinatın mimar, yüklenici ve sahibi olan Allah(cc) tır.
Kırılması gereken kolun elini öpenlerin, çar-naçar ya kolu veya başı kırılır.
Acı bir gerçektir; zalimlere dalkavukluk eden alçak zebunlar çok geç ayılır.
Bazen kaçmak şereftir. Günahlardan, zulümden, haksızlıktan,...
İnsan hakları ihlallerinden kaçmak ve kaçınmak ilahi farzdır.
Bitlenen başın kir/pas'ını görmeyen, gideremeyen gafil bazı ser-başlar,
Bu gerici ham-hamakat aklıyla bit öldürme zafer bayramını kutlarlar(!)
Şüphesiz ki Allah (cc): Kur'an'ın, hâkimiyetine perde olmaya başlayan;
kale-kol ve kula-kulların saray ve konaklarını başlarına yıkacaktır!
Sinsi, şeytani “tuzakları kuranlara en mükemmel tuzağı kuran Cenabı Hak'tır.”
Sosyal hayattaki hakkı, kâinattaki hakikati, yaradılıştaki mükemmel hikmeti
Ve Yüce Rahmanın hükmettiği hâkimiyeti görmek için, sadece göz açmak yetmez.
İman, ilim ve tefekkürle, kalp ve ruhunda hakikati görmesi ve anlaması lazım.
Ey Yüce Allah’ım(cc)! Bu gün ve geceye yetişip tövbe edenlerin
Ve yetişemeyip ölen mü’minlerin taksiratını af-u mağfiret eyle!