Faşistler, yok edemedikleri masum milletlere sahip çıkan, adil hakperest yiğitlere, eskiden beri ırkçı derlermiş...!?
Allah(cc) ve Resulünün(sav) yasakladığı ırkçılığın faillerini, yine Allah ve Resulünün bu konudaki hakkettikleri ceza-i müjdeleriyle, Cehennem'i müjdeleriz!
Sebepler dünyasında muzaffer olmak; Fatırısemavat vel-ard'ın fıtri şeriatına harfiyen uymak ile mümkündür.
Ne halt işlediğini saklamaya çalışanlar, hep başkalarının kusurlarını nazara vermeye çalışırlar, ama uyanmış toplumlara karşı başaramazlar!
Sebepler dünyasında, sosyal hayatı mutlu ve müreffeh yaşamak isteyen bireyler ve toplumlar; dini, örfi, ahlaki ve hukuki kurallara uymalıdırlar, aksi takdirde trafik kurallarını ihlal eden şoförün akıbetiyle karşılaşırlar!
Gariptir ki, yırtık ve yamadan gömleğinin rengini kaybedenler, başkasının abasının renk ve desenlerini eleştirmekle uğraşırlar.
Haya ile iman çoğu zaman bir heybenin veya terazinin iki kefesi gibidir. Hayâ yoksa iman tabiri caiz ile saklanacak yer arar!
Merhameti sadece evladı, ailesi, ırkı ve ülkesi için olanların; ayı, sırtlan, kurt veya köpekten ne farkı var?
Ayıbın ayıplandığı, günahın tanınmadığı, utanmanın unutulduğu toplumlarda, imandan olan haysiyet ve hayâ’dan eser kalır mı?
Sömürgeci faşist, diktatör zalimler, uyanan özgürlük ve bağımsızlık mücahitlerini asla sevmez/sevemezler!
Bir kısım zavallılar bazı makam ve mevkilere bir şekilde gelince, uzunca bir miktar kaldıkları mevkilerde, oraları kendilerine mülk zanneder, bazıları ulu-hakanlığa ve bazıları ulviyet, ulûhiyet iddialarına girişir. Oysa "Göklerin ve yerin anahtarları (mutlak egemenliği) O'nundur. Allah'ın ayetlerini (melekleri, cinleri, hayvanları, bitkileri, her taife ve ırktan, farklı dilleri ve simaları...) inkâr edenler (var ya), işte onlar hüsrana uğrayanlardır." ZÜMER 63.Ayet.