Ne siyaset ne ticaret yalanı mubah kılmaz. Yalan küfür olduğu için lafzı kâfir, alameti münafık ve günahı kebirdendir.
Bütün insanların (peygamberler dâhil) sözleri toplansa bir Kur'ani ayet, bütün edebiyatçılar, bilim adamlarının sözleri toplansa bir peygamberi söz-sahih hadis, bütün cahillerin sözleri toplansa bir âlimin velev ki Müslüman dahi olmasa bir bilim adamının ilmi bir vecizesi etmez.
Hazreti Ömer(ra) şimdi Müslüman olsaydı? Dünkü vaziyetinden ve sülalesinin, babasının müşrik oluşundan dolayı, (istisnalar hariç) bu durumda kaç Müslüman kabul ederdi? Oysa yeryüzü ve bilhassa İslam diyarı kıyamete kadar irşat yurdu olduğu gibi, her bir Müslüman kendi çapında imkânları nispetinde, fiili ve kavli sorumlu birer tebliğci mürşittir.
Sadece adı İslam bir kısım çakma Müslümanlara bakılırsa, bundan böyle kimsenin imana gelmemesi gerekir. Adeta adli arkeolojik çalışmalarla(!) kimin dedesinin/atasının kemiklerinin Müslüman olup olmadıklarını inceliyorlar da ondan! Oysa Allah’(cc)tan başka ilah olmadığına ve Resulullah’(sav)ın risaletine inanan ve itiraf eden herkes Müslüman’dır.
Ayet, hadis ve sünnete ve de bunlara uygun yapılmış kıyas ve içtihatta dahi "Helal bellidir, haram bellidir. İkisinin arası şüphelidir." (ve bu durum herkes için geçerlidir.) HŞ.
Tüm dünyada, milletlerin özgür bir ortamda, özgür ve özgün iradeleriyle yaptıkları ve yapacakları referandumlarda "Atı alan Üsküdar'ı geçer" ise Hakk'ın emri ve Halkın desteğiyle hiç kimse geri döndüremez er-geç neticeye ulaşılır!
Kur'anı Rehber, Peygamberi Önder edinenlerin başka takip edileceklere ihtiyacı olmaz, sadece yoldaş-arkadaş ve dostlara her zaman ve mekanda ihtiyacı var.
Yol başlarındaki gayrı meşrular, yolun sonuna varmış meşhur meşru olanlara güç yetiremezler! Bir anlık gayrı meşru fiziksel güç galip görünse de, nihayetinde meşruiyet karşısında yenilmeye mahkumdur!
Evrensel külli bir kaide olarak; İnsanoğlu en çok neye ihtiyaç duyarsa ve neyi daha çok severse, zamanını ve imkânını ona ayırır.
Bizim inancımız odur ki en kısa ve en öz bir ifade ile: "BEN" varken "BİZ" bulunmaz ve "BİZ"siz olmaz esenlik. (Derbeder ŞİİR)
Adını kim koyacak? Tarih boyunca, her muhalif hareketi gayrimeşru ilan edenler; önce krallık, sonra şahlık, daha sonra padişahlık ve imparatorluk iddia etmekte kalmamış, en son tebaasına "kullarım" diye hitap etmeye başlamışlar. O zaman bunun adına hâşâ "tanrılık" denilmezse ya ne denilir?
Bazı zavallı gafiller ya atalarına, ağalarına, şeyhlerine, hükümet veya devletlerine fiziksel manada haşa, ezeli veya ebedilik yakıştırması yapmaktadırlar. Evet, muhakkak ki Ebedi olan Allah'(cc)tır. Yeryüzünde hiç bir örgüt, organizasyon, devlet aygıtı "İlel Ebed-Müebbet" değildir, olmamış ve asla olamaz!
"Her dediğim doğrudur" diyen mütekebbirler, bari bu gün dediğini yarın yalanlamasalar, tanrılık iddiasını birkaç ahmak'a daha kabul ettirebilirler belki…? Oysa bu hallerine şeytanlar bile gülmekte, alay etmektedirler.
Maddi ve manevi olarak kendi durumlarından habersiz olan çıplak reziller, başkasının gömleğinin yakalı mı, yakasız mı olduğunu eleştirmeye hadleri ve hakları olamaz!
Adalet varsa görmek isteriz. Irkından oluşan devletler; faşist, komünist, sosyalist.. olsalar da sahiplenmek, dost ve kardeş demek, yeryüzünde başka mazlum milletlerin hakça devletleşmesine düşmanca, hasımane karşı çıkmak, hangi din ve nasıl bir demokrasinin tarifesine girer? Bu düşünce ve duruş İslam Kardeşliğinin karelerinde zerre kadar yer bulabilir mi?
Diktatör zulmüyle yönetilen ülkelerde: Vatandaşlardan zalim hegemonyaya boyun eğmeyen, kul-köle olmayanlara ya eşkıya denilir ya terörist!
Kardeşlik hukuku: Adalet temelinde ifadesini bulursa; birlikte yaşamayı uzun ömürlü, güvenli ve sağlıklı kılar. Yoksa sözde "bin yıllık kardeşlik" bir dakikalık hakiki kardeşliğin bir saniyesi etmez.
Tarihte unutulmayan iki zıt kutbun kutupları: Hayrın zirvesiyle şerrin zırvasına ulaşanlardır. İkinciler birincilerin karşıtıdır.
Dikkat-Dikkat! Kardeş kavgasını başlatan çağdaş kabil'i kabileler, İslam Coğrafyasında 7/24 saat-saniye-salise işbaşındalar!
En yüksek yetkililerce, en yüksek mevkilere astıkları nişaneleri; başka sokakta cahil-cühelanın elinde görünce ne diye ayıplarlar?
Evlerinde domuz çiftliği, sofralarına alkol ile leş eti olanlar; başkalarının dağ-bayırında gördükleri domuzu dünyaya ilan ederler!
Ey yüce Rabbim(cc)! Yeryüzü tüm insanlarına hidayet, Müslümanlara birlik-beraberlik, inayet, basiret ve şuur ihsan eyle.