Kullara kulluk yapma milliyetçiliğinin bedeli: Dünyada hıyanet, ahirette cehennemliktir! Nihayet bu durum ducihanda rezilliktir. Allah'a kulluk özgürlüğünün bedeli: Dünyada hidayet, ahrette cennettir! Nihayet bu durum maddi ve manevi en büyük nimettir.
Mazlumların başında duran despotlar, hep uzaklardaki zalimleri ve mazlumları hedef göstererek, zulmünün ömrünü uzatmayı hedeflerler. Tüm cihan mazlumlarının sesini duyar gibiyim: “Ey Zalimler! Artık yemeyiz! Uyanış gemisi semanın ufuk sahiline yanaştı ve sonunuz yaklaştı. Ya kendinize yeni bir yurt/dünya bulun ya cehennem size dokunacak!”
Tilki, çakal ve kurtların uluması güneşe zarar vermediği gibi, zalim faşistlerin ittifakı hakkın hâkimiyetini engelleyemez! Vakit geldiyse ki geldi, tamamdır. “Hak geldi batıl zail oldu ve olmaya mahkûmdur!” Verdiği müjdeden dolayı Rabbimiz(cc)e ne kadar şükür etsek azdır.
Mümin'i duruş kadar hakta, adalette ve insanlıkta dik ve net olan bir başka duruş ve düşünce bulunmaz! Her nerede olursa olsun, neticede her haklı dik duruş İslami’dir!
Demokrasi patentli her film ve dolap, kapital-faşistler için mazlumları kandırma ve sömürmenin aracıdır. İstedikleri olmayınca (tekrar, tekrar, tekrar) seçime giderler! Ta ki kendi istedikleri neticeye ulaşıncaya dek, bu seçim-sandık dolabını evirir, devirir, çevirirler.
İlahi emir olan Kur’an’i hüküm ve yasalardan uzak, tüm haramları mubah, hatta vacip kılmaya çalışan, Şeytana Eşdeğer Demokratik Başkanlık Sisteminin şerrinden Allah'(cc)a sığınırız!
Her ideoloji kendince yaşamın tüm alanlarına hükmetmeye, düzenlemeye, dizayn etmeye taliptir. İslam’ın dışında düzenleyici her rejim bid'attır, her bidat delalettir! Çünkü İslam hayatın herhangi bir yaşam alanını hâşâ boş bırakmamış ki bir başka ideoloji, fen veya felsefe ile sentezleyerek doldurulmaya çalışılsın.
Beşeri bütün dayatmacı, aldatıcı ve kandırmacılı felsefe ve ideolojileri batıldır. Kıyas edilse; İslam’a en karşı olanı, demokratik kapital-faşizmdir, en yakın duranı sosyal adaletçi sosyalizmdir! Her ne olursa olsun en yakını dahi kendisi asla değildir.
Dini yozlaştıran,milletleri asimle eden, muhalifleri imha eden çağdaş Yezit, Haccac, Saddam.. . ve emsallerine karşı; hak dava ederek hukuk yoluyla meşru müdafaa ve mücadele vermek, her bir özgür insan için farzı aynıdır!
Demokrasiye inanan milletler ve uygulayan ülkeler için her seçimin zamanında olması, normal olan durumlarda normal bir durumdur. Erken seçim yarı normal olan vaziyet iken, baskın bir seçim, her zaman a-normal olan bir durumda tüm şıklarıyla abc..-normaldir!
Herhangi bir siyasi kadro tek başına iktidarda iken, seçime daha epey (bir-iki yıl) varken, seçim öncesi bir ittifak/koalisyonla, erken, baskın seçime giderek var olan iktidarı riziko eden bir hükumeti cidden düşünmek lazım...? Ve dünyada görüyoruz ki bazı hükumetler iktidarken yaptıkları bozgunculuk ve geriye kalan enkazı yeni bir siyasi organizasyona, farklı bir kadroya devretmek, usulünce kaçmak/kurtulmak için ülkeyi seçim ihalesine sunarlar!
Her alanda Kur'an ve sünnete uygun hak ve adalet mücadelesi verme imkânı varken, gayrimeşru solculuk veya sağcılık fitne kanallarının ideolojik tarz ve takımları ile farklı tonaj ve frekansta kanallar açarak politik yollara sapmak sapıklıktır!
Ey Rabbimiz. Yeryüzünü fesada çeviren zalimlere, münafıklara, faşizan diktatörlere, ataist ve deist münkirlere ve her türlü baskılara karşı, maddi ve manevi yollardan hak ettikleri bir ders vermemize yardım eyle! ÂMİN