Elbette hakka çıkan her mezhep/yol/tarikat İslam'i olduğu, Kur'an'a uyduğu, sünnetı yaşadığı kadar güzel ve meşrudur.
Çönkü; İslam menba'ının Kur'an ve Sünnet deryasında yüzenler, mezhep ve tarikat ismi altında ilahi şeriata aykırı, uydurulan bir kısım nefsani, şeytani bidat ve hurafelerin derelerinde asla boğulmazlar!
Bu durumu ne Şahı velayet Hz. Ali (K.V) kabul eder, ne İmam Azam, Şafii, Maliki, Hambeli,(Rh.A) ... ne on iki imam(R.A) ve nede Şahı tarikat Baz Abdulkadir Geylani, Mevlana Halıd'é Kürdi, Şah-ı Nakşibendi, Seyyid ahmed-i Rüfai... K.S.A) hiçbir piri azim kabul etmez.
Herhangi bir mezhep ve tarikat Kelamullah olan Kur'an-ı Kerim ve onun yaşam tarzı olan Resulüllah(sav)ın sünnetini anlatıyor, öğretiyor ve yaşatıyorsa doğru istikamet özeredir. Kur'an ve sünnet ile kendini ispatlamaya, dayatmaya, yaşatmaya çalışıyorsa bilerek veya bilmeyerek bidattır.
Kuran'a bağlı olmayan başın, sünnetin izinde yörümeyen ayakların taşıdığı hiç bir cüce veya dev gövde asla hakka ulaşamaz!
"SADECE ALLAHA KULLUK EDEN VE SADECE ALLAHTAN YARDIM DİLEYENLER, DOSDOĞRU YOLDA İSTİKAMET ÜZEREDİRLER”
Yüce Rabbimhepimizi haktan ve hakikatten ayırmasın. Ehli sünnet vel cemaata, Al-i Beyt muhibbanı ehli şiaya, gerçekten şeriat aşıkları ve marifet mektebi talebeleri olan ehli tarikat kardeşlerime selam ve saygılarımla...