Yıllardan beri ayrıştırılan konuların arasına giren kadın erkek eşitliği hala tartışılmaya devam ediyor.
Peki, kadın erkek eşit midir ya da kadın kadına eşit midir? Ki kadın erkeğe eşit olsun. Tanrı insanoğlunu parmak uçlarına kadar farklı yaratmıştır. Onun için hiçbir varlık bir birine eşit değildir. Kadının erkek eşitlik söz konusu bile değildir. Çünkü toplumun yarısını kadınlar oluşturur diğer yarısını kadınlar doğurur. Bu da eşitlik tezinin birazcık çürütüyor.
İnsanların farkındalıkları yerine insanları cinsiyetleri dilleri dinleri kıyaslamak arasında rekabet oluşturmak bir kargaşaya neden olacak faktörlerin başında gelir. Çünkü biz farkındalıklarımızla hem güzel hem de özeliz. İncil’de kadın, İslâm’da kadın. İlahi dinlerde kadın konusu ele alınırken ilk aşamada kutsal kitaplarda kadın söylemi betimlenmiş, ardından bu ilahi dinlerin kültürü ile şekillenen toplumlarda kadının konumu irdelenmeye çalışılmıştır.
Tevrat ve İncil’e göre Hz. Havvâ’nın insanın cennetten kovulmasının sebebi olarak gösterilmesine rağmen Kur’an’da ilk günahtan Hz. Âdem ve Havvâ’nın birlikte sorumluluğunun söz konusu olduğunu belirtmektedir. Yine Kur’an’da Hz. Nuh’un ve Hz. Lût’un eşleri inkârlarından dolayı ibret alınması gereken kadınlar olarak takdim edilirken, Hz. Meryem ve Firavun’un eşi Hz. Asiye ise örnek alınması gereken kadınlar olarak zikredilmektedir.
Yani kişileri cinsiyet üzerinde yorumlamak onları yadırgamak kurunun yanında yaşı da yakmak önyargıdan öteye gitmez.Bugün eşitliğimizi tartışma konusu yapacağımıza farkındalıklarımızı fark etsek daha hoşgörülü bir ortam oluşur.
Bugün ben güzel şiir yazarım başkası güzel okur. Ben onun gibi okuyamam, o benim gibi yazamaz ama ben yazsam o okusa ortaya daha güzel bir şeyler çıkar. Onun için eşitlikten bahsedeceğimize birbirimizi anlayarak farklı taraflarımızı birbirimize anlatarak daha güzel bir yaşam süre bileceğimizi düşünüyorum.
Unutmayın ki birileri sizi ayrıştırıyorsa sizin üzerinizden bir şeyler elde etmeye çalışıyordur.