Bu kent öldürüldü diyorlar
Kurşuna dizildi bir gece yarısı
Hayaletler geziniyormuş şimdi
Sokak aralarında ve caddelerde
Baykuş tüneği olmuş alanlar
Ve yarasalar uçuşuyormuş
Baykuş tüneği olmuş alanlar
Ve yarasalar uçuşuyormuş...
Bu dizeler çağdaş edebiyatımızın şairlerinden Ahmet Telli'ye ait… Bu dizeleri okuduğumda aklıma Urfa geliyor.
Zihnimin bir köşesinde hep bu kente haksızlık yapıldığını düşünüyorum. İki milyonluk bir büyükşehir olduğumuzu söylüyoruz, ama nedense pek büyükşehir olamadık. Büyük olan veya büyüyen tek şey nüfusumuz…
Bu kentte siyasiler tarafından verilen vaatlerin gerçekleşmemesi artık normal karşılanıyor. Eleştiri karikatürlerinde yer alan trajikomik sahnelere sokaklarda, caddelerde görmek mümkün. Artık insanlar 'dünya yıkılsa da ben eğilir sigaramı içerim' tarzında rahatlık ve umursamazlık içine girmiştir.
Yolda gördüğü bir siyasiyi çevirip 'ya şu trambüs projesi ne oldu?' diyecek kimsemiz yok. Yani bu soruyu sormaya mecalimiz yok. Biz halk olarak sormadığımız için, yasal olarak sorması gerekenler de umursamıyor. Bu trambüs projesi de öyle bir şey, bakınız baronun açtığı bir davadan başka kimseden ses çıkmadı.
Trambüs örneğini somut bir misal olsun diye söyledim. Bu ve buna benzer onlarca örnek var. Bunları tek tek sayıp moral bozmak istemiyorum. Sözlerimin başında söylediğim şiirin devamında şöyle mısralar var:
Silah ve esrar kaçakçıları
Altın çağını yaşarlarken
Artıyormuş bir yandan da
Kumarhaneler,meyhaneler
Borsa oyunları hileli iflaslar
Birbirini kovalayıp dururken
Nasıl çıkmışsa pek bilinmiyor
Yaygınmış şimdilerde rus ruleti
İntiharların sayısı bilinmiyor
Çoğalıp duruyormuş fahişeler
Ve artık bunların hiç biri
Olay bile sayılmıyormuş şimdi…
Evet dediğim gibi bu şiiri okurken aklıma Urfa geliyor. Ve eğer bu kente söylenenler yapılmazsa maalesef durum bu mısralarda anlatılanlara dönüşüyor, dönüşecek… Umarım düzelir…
Kalın sağlıcakla ….