Geçen gün yolda ilerlerken yaşlı ve beli adeta iki büklüm olmuş zavallı bir amcanın bir seyyar tezgahını zorla iterek ilerlediğini gördüm. Hemen içimdeki sese uyarak ona yardım etmek istedim ve seyyar tezgahını birlikte iterek hafif olan yokuşu çıkıverdik.
Bu esnada amca bana teşekkür etmek için bana döndü ve ilginç bir soru sordu; Suri? Türk? Diye bir soru sordu. Ben ilk etapta soruya anlam veremezsem de amca ben Türk'üm dedim. Amca ise bu defa da bana evlat kusura bakma çevremizde insanlar o kadar çoğalmış ki hangi ülkenin veya hangi uyruktan geldiğini bilmemiz çok zor oluyor. Dedi.
Evet, aslında, bu duruma ağlanmalı mı yoksa sevinmeli mi bir karar veremedim. Suriyeli insanlar ülkemize sığındılar evet merhamet kadar güzel bir şey olamaz, ama şöyle bir durum ortaya çıkıyor. Ülkemiz insanları nasıl ki Almanya başta olmak üzere Avrupa ülkelerinde çalışıp ikamet ediyor ve onların kurallarına uygun olarak hareket ediyorsa, Suriyeli mültecilerinde ülkemizin kurallarına uyarak ve bizlerle uyumlu bir şekilde yaşamaları gerektiği kanısındayım.
Bu sadece Suriyeli vatandaşların değil, tüm dünya ülkelerinde bulunan insanların dikkat etmesi gereken bir durum. Şanlıurfa da bazen düşünüyorum da, Urfalıdan fazla Suriyeli mi var acaba diye. İnanın bu insanlara karşı çıkan ve bu insanların ülkemizde kalmasına karşı olan birisi değilim. Ama ülkemde yaşıyor ve ülkemin bir vatandaşı olarak nasıl ki kurallara uyuyorsam. Ülkemde bulunan mültecilerin de bu kurallara uyarak yaşaması taraftarıyım.
Bu insanlar ilimizde taşkınlık yapıyor veya ortamı geriyor gibi bir iddiamda yok. Onlarda sonuçta bizim din kardeşlerimiz. Sadece tek duam onların ülkelerindeki savaşın bir an önce bitmesi ve onlarında özlemini çektiğine inandığımız ülkelerine geri dönmeleri. İnşallah bu durum çok yakın bir zamanda gerçekleşir…