Ne acayip ülke olduk böyle… Son birkaç yıldır protesto eylemlerinin yerini sosyal medya eylemleri aldı. İnsanlarımız devletten bir talepte bulunurken bunu artık sosyal medyada dile getiriyor. İstenen şeylerde ne yok ki? Maaş zammından, atama isteklerine, çevre sorunlarından, adalet taleplerine kadar birçok konuda insanlar toplu şekilde isteklerini dile getirip çözüm bekliyor. Ben bugün bu taleplerden 'adalet' talebini sizlerle paylaşmak istiyorum.
Kamu vicdanına dokunan ve infial yaratacak tarzda olaylara karşı insanlarımız sosyal medya da isteklerini dile getiriyor. Özellikle Twitter üzerinden başlayan ve hızla diğer platformlara sıçrayan bir protesto dalgası gibi. Bir yönüyle iyi de bir şey… Çünkü birçok insanın taleplerini sokaklara çıkarak dile getirmesinden daha etkili, üstelik daha zararsız... Sokakta yaşanabilecek ekstra asayiş olaylarının da bir bakıma önüne geçilmiş oluyor. Elbette sosyal medya da bazı kural ve sınırlar var…
Sosyal medyada bir istekte bulunurken hakarete varan ve aşağılayıcı terimler kullanmanın cezası yok değil... Her yerde bir sınır olduğu gibi, burada da belli bir sınır var. Sınırların kanunlarla belli uçları… Bu çerçeveler içinde yapılan talepler karşılanır hale geldi...
Yılbaşından beri özellikle kadın cinayetleri başta olmak üzere birçok konuda kamuoyunun istekleri karşılık buldu. Adeta bir sosyal medya mahkemesi... İnsanlar taleplerinin karşılanması için örgütlü bir şekilde, planlı ve saatli bir düzende sosyal medya kullanımı yapmaya başladı. Yapılan çalışmalar reel makamları harekete geçirene kadarda durmak nedir bilmeyen çaba sergiliyorlar. Talepler Karşılanınca da her şey bıçakla kesilmiş gibi son buluyor ve aynı konu ile ilgili yeni bir gelişme olmana kadar kimse tek kelime etmiyor… Galiba yeni kuşağın, milenyum denilen çağın adetleri böyle…
Kalın selametle…