Ramazan ayı şeytanların zincire vurulduğu, cehennem kapılarının kapandığı ve cennet kapılarının da ardına kadar açıldığı bir aydır.
Nebevî beyanlardaki ifadesiyle bir münadi çıkar ve “Ey hayır peşinde koşan sen devam et, ey şer peşinde koşan sen de şerden elini çek.” diyerek nida eder.
Hasenatın karşılığının bol-bol verildiği, seyyiata karşı da yolların kapandığı bir aydır Ramazan.
Bu özelliklerinden dolayı Efendimiz (a.s) hayır adına bir rüzgâr gibi davranır, estikçe eser ve her şeyini dağıtırdı. Fıtır sadakasının vücûbiyeti ve genelde zekâtların bu aya bırakılmasında da bu hikmet olsa gerek.
Ramazan-ı şerifte Ümmet-i Muhammed'e beş özellik bahşedilmiştir:
Birincisi; Ramazan ayının ilk gecesi Allah (c.c) kullarına nazar eder. Onun nazar ettiği bir kimse de azaba maruz kalmaz.
İkincisi; Oruç tutanların ağızlarının kokusu Allah indinde miskten daha üstündür.
Üçüncüsü; Ramazanın her gece ve gündüzünde melekler mü'minler için istiğfar ederler.
Dördüncüsü; Allah (c.c) mümin kulları için cennetine hazırlanmasını emreder.
Beşincisi de; Cenab-ı Hakk, Ramazan ayının son gecesi bütün inananları bağışlar ve bu, gün boyu çalışıp da günün sonunda ücretini alan işçilere benzetilerek anlatılır.
Bu kadar faziletin olduğu bir aydan istifade edemeyecekler de anlatılır hadis-i şeriflerde. Bunlar “yazıklar olsun” sözüyle dile getirilir.
Onlar hakkında Cibril (a.s)'ın “Allah onların burunlarını sürtsün, onları rezil rüsvay etsin” duasına Efendimiz (a.s)'ın “âmin” sözü eşlik eder.
Bunlar her şeyden önce böyle bir rahmet ayına karşı tamamen duyarsız kalmış, gözlerini, gönüllerini kapamış insanlardır. Sonra da anne-babasına eziyet eden, içki mübtelası, yakınlarını görüp gözetmeyen ve dostlarına karşı devamlı hır-gır çıkaran, kin güden insanlardır.
Bu kutlu günlerde bize düşen de kendimizi bir kere daha gözden geçirip rahmetin sağanak -sağanak yağdığı bu kutlu zaman dilimini en verimli şekilde geçirmektir. Rabbim azamî şekilde istifadeyi nasib etsin.
Kur'an-ı Kerimde hususiyle üzerinde durulan Kadir gecesi, Ramazan-ı şerifin gecelerini süslemeye vesile olan ve bin ayı içinde barındıran bir gecedir.
Ramazan ayının özellikle son on gecesi bu kutlu geceyi misafir etme heyecanıyla geçer.
Efendiler efendisi, Efendimiz (a.s) diğer zamanlardan farklı olarak bu günlerde azamî bir cehd-ü gayret gösterir ve kendisini bütünüyle ibadete verirdi.
Ailesini de uyandırır onların da ibadetle gecelerini ihya etmelerini isterdi.
Cebrail (a.s) tarafından Efendimiz (a.s)'a kadir gecesinin son on gün içinde olduğu bildirilmiş, özellikle de tekli gecelerine vurgu yapılmıştır.
Kadir gecesi her sene farklı günlerde olabildiği için, ona hususi bir gün ayırmaktan ziyade bütün Ramazan ayını değerlendirmek daha akıllıca bir iş olsa gerek. Himmetini daima geniş tutan Ebû Hanife gibi büyük zâtlar onu senenin her günü içinde aramış ve her geceyi kadir diyerek değerlendirmeye çalışmışlardır.
Kadir gecesinin Ramazanı Şerifin 27. Gecesinde olma ihtimali alimlerin ekserisi tarafından büyük kabul görmüş ve bütün İslam alemi de bunu benimsemiştir. Bununla ilgili olarak Bediüzzaman Hazretleri, Şualar isimli eserinde Ramazanı şerifin 27. Gecesi Leyle-i Kadr olma ihtimali çok kuvvetli olmasından bir kısım müçtehidler, o geceye Leyle-i Kadri tahsis etmişler.
Hakiki olmasa da, madem ümmet o geceye o nazarla bakıyor, İnşallah hakiki hükmünde kabule mazhar olur.
Kadir gecesinden bir gün önce 26.05.2019 Perşembe günü akşamı yatsı namazından sonra, Başta Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (asm) ve bütün peygamberler olmak üzere;
Vefatının 59.Yılı münasebeti nedeni ile Hz. Üstad Bediüzzaman Said Nursî ve manevî şehitlerimizin ruhlarına bağışlanmak üzere Şanlıurfa Dergâh Camiinde okunacak olan mevlidi şerifin tüm Müslümanlara hayırlara vesile olması temennisiyle, Mübarek Kadir gecenizi tebrik eder Büyük bayrama kavuşmamızı Cenabı haktan niyaz ederim.
Ramazan Bayramınızı tebrik eder başka yazıda buluşmak üzere Allaha emanet olun.
üstad bediüzzaman Allah rahmet etsin, kadir geceniz mübarek olsun