A -Ev odalardan oluşur. Mahalle evlerden oluşur. Mahallelerden İlçe oluşur. İl-Şehir ise ilçelerden oluşur. Nadiren şehir/site devletleri hariç, büyük devletler zengin, bayındır, imar ve iskanı mükemmel şehirlerden modern devletler meydana gelir.
B -Fertler toplumu oluşturur. Aşiret toplumlardan oluşur. Aşiretler beylik, mirlikler oluşturur. Beylik-mirliklerden millet oluşur. Milletin bağımsızlık ve özgürlük arzusu ulus veya milli devletler meydana getirir.
C - Mümin ve müslim fertlerin müslüman/mümin kardeşleri olur. Dinde kardeş olanların mülleti ümmeti oluşturur. Ümmetin hakimiyeti ise Kur'an ve sünnetin esasatı üzere, hilafet devletinde buluşur.
Şimdi bunları kıssaca açıklamaya çalışayım.
A -Şıkkı devletlerin şekillenmesinde birinci gurup, herhangi bir inanç, ırk veya felsefi düşünce ve yorum fark etmeksizin belli bir coğrafik alan üzere fiziki yapılanması lazımdır. Çünkü, ev odalardan oluşur. Mahalle evlerden oluşur. İlçe mahallelerden oluşur. İl-Şehir ilçelerden oluşur. Nadiren şehir/site devletleri hariç, büyük devletler zengin, bayındır, imar ve iskanı mükemmel şehirlerden modern devletler meydana gelir.
B -Şıkkı devletlerin yapılanmasında sosyolojik temel etmen ve etken ulus/millet olduğu için: Fertler toplumu oluşturur. Aşiret toplumlardan oluşur. Aşiretler beylik, mirlikler oluşturur. Beylik-mirliklerden millet oluşur. Milletin bağımsızlık ve özgürlük arzusu ulus veya milli devletler meydana getirir. Bu durumda bir zümre veya inanç gurubu daha ziyade etkin, hükümferma olsa da, farklı inanç ve ekollerin varlığı dahili mücadelesine devam etseler bile harice karşı ittifak halinde milliyetçi/ulusalcı çizgide çakışarak dışa karşı ittihadı, birliği-beraberliği oluştururlar.
C -Şıkkı mümin ve müslim fertlerin müslüman/mümin kardeşleri olur. Dinde kardeş olanların milleti ümmeti oluşur. Ümmet hakimiyeti ise Kur'an ve sünnetin esasatı üzere, her türlü beşeri ideolojilerden ve muharref din ve inançlardan arınmış bir vaziyette, hak dini asla siyasi ikbal, maddi istikbal, ulus veya milli menfaatlerden tamamen ayrı bir şekilde, faşizme ve saltanatın zalimane diktatöryasına karşı hilafet devletinde buluşur.
Unutulmasın ki büyüklü, küçüklü tüm dünya devletleri şu dört temel varlık üzere kurulur.
1- Halk/halklar, insan unsuru..
2- Toprak, coğrafik alan, vatan unsuru...
3- Kurum ve kuruluşlar, örgütlü yapılanmalar unsuru..
4- Rejim, sistem, nizamname,anayasa ve kanunlar unsuru...
Bu noktada dahi görüldüğü gibi ilk üç esaslı unsur: Tüm geçmişte var olmuş, şimdiki hal ve gelecekte var olacak olan devletlerde mahiyeti itibarıyla farklılık arz etseler de mana ve netice bakımından aynıdır.
Ancak, 4. Şık olan rejim, sistem, nizamname, anayasa ve kanunlar unsuru ise, birçok yerde ismi aynı olsa bile farklı alanlarda uygulamaları farklı şekillerdedir. İnsanlar amiyane bir şekilde veya bilimsel bir tarzda devletsel eleştirilerde bulundukları zaman, birilerinin hesabına gelmeyince devlet veya vatan haini ilan edilirler. Oysa eleştiriler (istisnalar kaideyi bozmaz) hiç bir zaman ilk üç bölüme değildir.
Ve tüm ihtilaflar, kavgalar, çatışma ve çekişmeler, devrimler ve darbeler ekseriyetle bu 4. madde hedeflidir. Çünkü bu dördüncü madde devletlerin fiziksel ve kimyasal yapılanmasının ruhsal karizma ve karakterini oluşturur. Eğer temeli/gövdesi adalet, dal ve budakları hukuk ise, diğer üç madde huzur ve güven sahiline döner. Aksi taktirde cehennemi bir velvelenin ortamını oluşturur. Rabbim fert, toplum, millet ve topyekun ümmet olarak uyanmayı nasip eylesin.