İstikbalimi ne sarayların serasında yetişen inorganik mezelerin salatası, nede dağların merasında büyüyen kurbanlık koç olarak istemiyorum! Yalnız Allah’a kul, resule ümmet, ilahi adalete uygun, evrensel insan hakları muvacehesinde yaşamayı diliyorum.
Allah'a şükür insanlarımız (Z)si gizlenmiş “(?)alimi” tanıyorlar artık! Ve en yakın zamanda tanıdıkları (Z)yi zurnanın son deliğine yerleştirecekler inşallah!
Güya medeniyet dava eden yurtseverlik(!) iddiasında ki bazı ülkelerde; yalancılar, talancılar, faizciler, fuhuşçular, resmi-sivil darbeciler, katiller... vatanperver iseler, vatana hıyanet nasıl bir şey..?
Bunu biliyor muydunuz? Mahkemelerde en çok en gerçek suçlular "yemin-billah" ederek en yüksek perdeden haykırarak seslerini yükseltirler! Her seçim bir halk mahkemesidir! Onun için en suçlular en çok meydanlarda saygısızca bağırıp çağırırlar!
Siyasi, ekonomik, askeri, kültürel milli ve manevi değerler var. Ama bunların hiç birisi kutsal değerler değiller. İslama göre, kutsalların ölçüsü vahyi olan Kur’an’i, Rabbani'(cc) hükümlerdir.
Vatanını seven vatandaşını da sever ve sevmeli. Hükümran olanlardan, vatandaşa maddi ve manevi olarak, yeterli ilgi ve alaka gösterilmiyorsa vatan sevilmiyor demektir!
Bir evin, köyün, beldenin, ilçenin il veya ülkenin başında bulunanların ilk acil işi; evvela dâhilde ve hemen akabinde, kalıcı adil bir barışı sağlama olmalı! Yoksa ne huzur, güven kalır ne mal ve nede mülk ve saltanat.
Eskiden yüzyılda işlenen günahlar şimdi basın-yayın, elektrik ve elektronik iletişim araçlarla bir yılda, belki bir günde işleniyor. Daha dikkatli olunmalı, belki günde bir asır kadar tövbe etmek gerek!
Asrısaadet bile olsa, her dönemin hakka dönmez dümencileri var. Kaldı ki şimdiki menfaat asrının mürtetler'ı asla hakka dönmezler, şeytanın şerrinden kaçar gibi kaçınmalı!
1500 yıl önceye gidip Ebucehil i görmeye gerek yok. Ne zaman, nerede, herhangi bir nesne veya şahsa ilahlık verenler olurlarsa aynı derece müşrik'tirler!