Kişinin ağzı ne ise kalbini, vicdanını, ruhunu ve beynini öyle kabul ederiz, çünkü İslam zahire bakar! Kalpleri ancak Allah bilir?
Kur'an, her emrini çiğneyene, muhalif hareket edene, hiç barışık kalır mı? Kur'anla kavgalı olanda zerre miskal iman kalır mı?
Hz.Resul, her türlü bedel üstlenme cesaretini göstererek küfrü, şirki, zulmü reddederek hakkı, hakikati çıplak bir ifadeyle dava etti! “La ilahe ilallah Muhammedün Resulullah” Yolunda yürümenin başka bir izahı ve tarzı olamaz!
Herhangi bir kişi, herhangi bir beşeri ideoloji veya felsefenin hâkimiyetine çalışıyorsa, İslam diye bir derdi, Kur'an ve uygulaması olan sünnet diye bir davası olamaz! Kur’an’ın açık bıraktığı, Peygamberin ulaşmadığı bir alan hâkimiyetinin boşluğu yoktur ki başka bir felsefi ideoloji ile doldurulsun. Yapılacak çalışma Kur’an’ın muradı ilahiye uygun anlaşılması, anlatılması, yaşanması, izahı ve tefsiri olmalı ve Kur’anın gösterdiği nebevi istikamette yol alınmalı.
İslam’ı tahkik ederek benimsemiş, tasdik ederek teslim olmuş kimsenin, unutkanlığa müptela her halükarda ilmi, gücü, havsalası ve imkânları sınırlı olan beşer aklının ürünleri: Laiklik, liberallik, sosyalistik, faşistlik, kapitalistlik, demokrasi ve benzeri olan her yönü ile defolu sistem, rejim ve yönetimler akla-fikre gelmez, gelmemeli ki onlarla uğraşılsın!
Yeryüzünde, herkese hor-hakir bakan kibirli, ağzı bozuk, etik, ahlaki değerlere değer vermeyen geveze, kendinden başkasını beğenmeyen egoist, diktatörlük peşinde olan kapital-faşisti asla sevemem! Öleceğimi bilsem ekmeğini tadamam, suyunu içemem ve nemrudi ateşte yansam asla gölgesine sığınamam!
İnsanların, ruhi, kalbi, beyni durumu görünmez, velâkin dil hepsinin aynasıdır. Oralarda ne var ne yok hepsini telaffuz panayırında, açıkça sergiler! Çünkü dil; kalp, beden, beyin ve ruhun tercümanıdır. Dili bozuk, ahlaksızın her tarafı ahlaksızdır. Buna en çok siyasiler dikkat etmeli?
Gayrimeşru, karanlık ilişkiler içinde olan yarasa zihinsel engelliler, meşru olan zemini ve güneş aydınlığını asla sevmezler!
Dünya’nın azgın kâfirleri tarafından atanmış İslam âleminin Deccalist vekalet ve vesayetçi Süfyan, Şeriat/Hilafet Devletini kaldırdı. Evet, yapılan çalışmalar ve verilen bedellerle tam defolup gidecekken adı "dinciler" İslami kılıf ve perdesi altında Deccal’ı tekrar ayağa kaldırmaya çalışıyor! Elbette aklı başında, şuuru yerinde her mümin bu hıyanetin farkında, buna asla müsaade edilmemeli!
Zalimlerin başarısı, mazlumların beceriksizliğinden olsa gerek! Evet, en büyük musibet,"her mazlum boğazından asılı, bana ne gerek!” demek.
Cenabı Hak Ülkemize, İslam Âlemine ve tüm İnsanlığa, nurlu ufuklar, adil ve barış temelinde onurlu, huzurlu yaşam nasip eylesin.
Cumhurittifak'ı, Milletittifak'ı, iki bloklaşma ve HDP' halinde yapılacak olan şu son üçlü taraf seçimler (ekseriyeti Parti Genel Başkanları patentli merkez listeler)in ülkemize zarar getirmemesini, hiç olmazsa az zararla bitmesini dilerim.