...O halde, büyük küçük, resmi veya sivil atılacak adımların herhangi bir ülkede, bölgede veya küresel boyutta terörizmin çıkış sebep ve sonuçlarının ve de çareler ortaya konulması, iyi niyetin ve aklı selimin hakimiyetine her türlü siyasi mülahazalardan azade olarak, tarihsel sürece, evrensel insan haklarına, uluslararası sözleşmelere, bilimsel gerçekliğe, adaletle, onurlu ve kalıcı bir barışın gerçekleşmesi için tarafların öncelikle güvenilir, itibar edilebilir bir kararlılık ortaya koymaları gereklidir!
Zayıfın hakkından vazgeçmesini, asimile olunmasını, bitmesini, yok olmasını veya yenilmesini, teslim olmasını, inkar edilmesini beklemek çare olmadığı gibi, güçlünün zayıflamasını, diz çökmesini, vazgeçmesini, insafla merhamete gelmesini, tamamen yıkılıp dağılmasını beklemekte aynı oranda sonuçsuzdur. Geçmiş tarih ve günümüzde konuyla ilgili olarak farklı örnekleri yakın zamanda ve yakınlarımızda (Irak, Libya, Lübnan, Filistin ve Suriye... ) birer canlı örnek olarak görebiliriz.
Zaten konuya aşina olan hemen herkesçe bilinen bir gerçektir ki, bu konumdaki onlarca deneyimin maddi ve manevi can, mal, mülk servet ve siyasi acı ve kayıplarla varılan neticesi, elim sonuçları tüm şiddet, vahşet, dehşetiyle ortadadır. Ve gittikçe tefrika tohumlarının etrafa saçılması ve her defasında daha görkemli ısırganların, kanatıcı dikenlerin yeşerdiği bir zeminin açıldığı meydandadır.
İnsanlık tarihi serüveni açısından da böylesi durumların, herhangi bir taraf için bittamamiha pozitif gerçekleşmesi imkansız olmasa bile, nadiren istisnai bir durum olduğu gibi, bu sürecin sürdürülmesinde her iki tarafın düşmanlarına fayda sağlamaktan başka kimseye kar getirmeyeceği gerçeği de tecrübe ile sabit, ders alınması gereken bir önemli vakıadır.
Taraflardan biri veya her ikisi, bir üst aklın veya gücün dinsel, ırksal, mezhepsel, ideolojik, fikirsel, felsefi güncel marabaları, köle veya göçmenleri değil iseler, esas olan tahkiki imanın eyleme dönüşmesini sağlamak, şayet imanları zayıf ve hatta kaybetseler bile, akılları varsa herhalde, kendi özgür iradeleri ile onurlu, kalıcı bir barışın gerçekleşmesi için gereğini derhal yapmalıdırlar.
Devam edecek...