200 yıllık tüm araştırma, deney ve deneyimlerin ortak sonucu: Psikolojik, sosyolojik ve hukuksal adil tüm tahlillerde, çıkan pozitif sonuçlara göre her ne sebeple olursa olsun, nihayet gelinen noktada ülkemizin ve diğer ülkemize benzer devlet ve milletlerin huzur, güven ve refaha kavuşmalarının reçetesi:
(Zamanın müçtehid-i azamı ve imamı Bediüzzaman Siîdé Kûrdî'nin korkusuız kaleminden) "...Selâmet-i vatan için: Sulh-u umumî, (devlete yönelik, halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası umumi bir barış) aff-ı umumî (devlete yönelik, halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası umumi bir af) ve ref-i imtiyaz (devlete yönelik, halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası herhangi bir kavim, kabile, parti, cemaat, din ve mezhep arası imtiyazın/üstünlük ve öncülüğün asla kabul görmemesi) lâzım. Tâ ki biri, bir imtiyaz ile başkasına haşerat nazarıyla bakmakla nifak çıkmasın."
Gerek ülkemizde ve gerekse benzer coğrafyalarda var olan reel durum ve gelecekte de buna benzer var olacak durumların gerçek manada, yegane çaresi "Selâmet-i vatan için bir fikrim var:" diyen Üstad Bediüzzaman'ın "Sulh-u umumî, aff-ı umumî ve ref-i imtiyaz lâzım.
Tâ ki biri, bir imtiyaz ile başkasına haşerat nazarıyla bakmakla nifak çıkmasın.." şeklinde ortaya koyduğu reçetedir.
Aksi halde, kısa yol kandırmalarla, her seferinde yetkili makam ve mevkilerce, ilim irfandan uzak, hukuka aykırı, hürriyet ve özgürlüğü çiğnemeyi emredici kanun ve kurallarla, yok sayılan bir adalet anlayışlarının sonucunu, her seferinde on yıllarca birikmiş gayrimeşrulukları iç veya dış bir şamar-oğlana patlatmakla asla düze çıkılamayacağı kesindir.
Onun için haykırıyoruz ve ümmetin ortak malı olan, Osmanlı Coğrafyası Kürdistan Eyaleti medreselerinin yetiştirdiği bu alleme-i cihan mollayı yeniden keşfederek dinlemeye, sunduğu reçeteyi tatbik etmeye etkili ve yetkili olan ehli iman ve insaf her kesi davet ediyoruz:
“...Selâmet-i vatan için: Sulh-u umumî, (aynı devlette yaşayan, halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası umumi bir barış) aff-ı umumî (aynı devlette yaşayan ve varsa devlete yönelik, suçlar, kabahatler ve hatalar için halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası umumi bir af) ve ref-i imtiyaz (aynı devlette yaşayan halklar arası, devlet ve millet arası, din ve devlet arası, devlet ve halklar arası herhangi bir kurum, kuruluş, kavim, kabile, parti, cemaat, din ve mezhep arası imtiyazın asla kabul görmemesi) lâzım. Tâ ki biri, bir imtiyaz ile başkasına haşere nazarıyla bakmakla nifak (ayrılık fikri, bölünme arzusu, hakarete uğramışlık durumu ortaya) çıkmasın."