Türkiye, genelinde yapılan tüm araştırmalara göre çalışan çocuklara ilişkin çok sayıda projeye, eylem planına ve yasal düzenlemeye imza atmış olmasına karşın, halen çocuk işçiliğinin son derece yakıcı bir sorun haline gelmektedir. Sosyal gelişim, kişinin içinde yaşadığı toplumda yer ve rol alma sürecidir. İnsan devamlı olarak sosyalleşme ve sosyal olgunluk kazanma süreci içindedir.
Çocukluk, sosyalleşmenin en yoğun olduğu bir dönemdir. Çocukların sosyalleşme çevreleri aile; yakın çevre ve arkadaş grupları; okul, öğretmenler; iş yeri, işverenler; toplum ve kitle iletişim araçlarıdır. Onlar ne yazık ki sosyalleşmeye en çok ihtiyaç duyulduğu süreçte, kendi cüsselerinden daha ağır yükleri omuzlarına alarak, çalışma hayatına giren çocuk işçilerilerdir.
Herkes bir şeyler araştırıyor şu gibi nedenlerle çocuk işçiliği yok. Şu gibi nedenler ortaya koyuyor, fakat çözüm noktasında kimse hiç bir şey yapmıyor. Belki birçoğunun elinden gelen bir şey olmayabilir ama eminim ki birçoğunun da elinden geldiği halde hiç bir şey yapmayanlarda aramızda yer almaktadırlar. Çözüm noktasında bir takım önerilerde bulunmak boynumuzun borcu fakat ne kadar dikkate alınır orası tartışılır.
Çocuk işçilik sorunun çözümü belirtilen nedenlerin ortadan kaldırılmasına bağlı olmakla birlikte, bu nedenlerin ortadan kaldırılması için büyük mücadeleler vermek gerekir. Ancak özellikle kötü koşullar altında çalışan çocukların gerçekten nedenleri tartışılmasına pekte gerek olmadan biran önce bu sorunun ortadan kaldırılmasını gerekmektedir.
Çocuk işçiliğine karşı verilecek olan mücadelede bir öncelik sırası taşımak zorundadır. Bu doğrultuda Uluslararası Çalışma Örgütü, 1999 yılında kabul etmiş olduğu ‘En Kötü Biçimlerdeki Çocuk İşçiliğinin Yasaklanması ve Ortadan Kaldırılmasına İlişkin tavsiye kararı ile çocuk işçiliğine karşı verilecek olan mücadelede önceliğin sözleşmenin 3. maddesinde açıklanan kötü koşullardaki çocuk işçiliğine öncelik verilmesi kanunu yürürlüğe koyması gerekmektedir.
Uluslararası ve ulusal düzenlemelere bakıldığında çocuk işçilerle ilgili olarak öngörülen temel öncelikleri asgari çalışma yaşıyla ilgili olduğu görülmektedir. Özellikle Uluslararası Çalışma Örgütü tarafından kabul edilen Asgari Çalışma Yaşına İlişkin 138 sayılı Sözleşmede, asgari çalışma yaşının altında çocuk istihdam edilmesinin güçlü yaptırımlarla yasaklanması gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu olan çocuk işçiliğin son bulunmasına ilişkin olarak ülkemizde bu kanunların kâğıt üzerinde değil, uygulama noktasında biran önce hayata geçirilip uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Dikkat çekilmesi gereken bir diğer başlık ise küçük yaşta çocuklarını çalıştıran ailelere ve kurumlara ciddi cezalar uygulanması gerekiyor.
Haftaya aynı konu üzerinden devam etmek dileğiyle ‘sevgiyle kalın’
Güzel yazıyorsunuz lakin hayat hepimize çocuk olmayı nasip etmiyor ☹️