Uzun bir süredir gündemde ki yerini koruyan bugünkü konumuz sizin de tahmin edebileceğiniz gibi gerileyen ekonomi ve beraberinde getirdiği dudak uçuklatan zamlar. Doların ve altının ayağını yerden kesip uçmaya başlaması ve beraberinde yükselen enflasyon rakamları adeta vatandaşı çileden çıkaracak duruma getirdi.
Günden güne yükselen rakamlardan zaten ürken vatandaş asıl bilançonun ağırlığını 1 Ocak itibariyle yaşayacak. Ocak 1 de yeni enflasyon rakamları ve yeni zam dalgalanmaları nerdeyse insanların korkulu rüyası haline geldi. Şöyle ki korkulu rüya demek bana göre hiç de abartı gelmiyor, çünkü eğer bir kilo sütün birim fiyatı 18, yumurtanın kolisi 38 ile 40 arası ve çayın kilosu 180 olmuşsa yeni yılda gelecek enflasyon rakamlar korkulu rüya değildi, bence tamamen bir kâbus olacak.
Enflasyonun yükselmesinden en çok mutfak alışverişi nasibini aldı desek gene haksız sayılmayız. Vatandaş en fazla gıda ürünlerinden dert yanıyor ve neredeyse markete gitmekten korkan vatandaş, her markete gittiğinde daha da zamlanan fiyatlarla karşılaşıyor. Ayçiçeği yağından tereyağına, peynirden yumurtaya kadar birçok üründe nerdeyse yüzde 50 oranla yükseldi. Gıda zamlarına tabi ham maddeleri de kayıtsız kalmadı. Gıdadan sanayi hammaddelerine kadar neredeyse her üründe yüzde 100’e varan fiyat artışları oldu.
Gıdada; zirve artış ay çiçek yağı, süt ürünleri ve sebze-meyveye, sanayi tarafında ise alüminyum, çelik, plastik ve porselen hammaddelerinde yaşanan zamlar dikkat çekti. Bu fiyat yükselişleri sebebiyle tüketiciler, mutfak alışverişleri için artık daha yüksek ücretler ödüyor bu da tabi otomotikmen vatandaşın cebine dokunuyor. Her gün zorlaşan yaşam koşullar karşısında daha ne kadar rakamlar yükselebilir daha ne kadar kötüleşir demekten kendimizi alamıyoruz fakat her geçen gün durum daha da vahimleşiyor ve korku dolu bir 2022 yılı bizi bekliyor şimdiden zam şampiyonu 2022 yılı dersek bence hiçte haksız sayılmayız.
Sevgiyle kalın…