Savaşı başlatmak için bin dereden su getiren çığırtkanlar, barışı sağlamak için kardeş kanını yıkamaya bir damla su taşımazlar!
Kemik kırmak için azı dişlerini kırarcasına kırk defa çarka vuranlar, hakkı savunmak için bir defa dudaklarını kıpırdatmazlar!
Dünya ve ahiret noktasında sonucuna katlanabilecek eylemi işlerken, son bin birinci defa daha düşünmek gerek! Umarım doğruda karar kılınır.
İhlas ve samimiyet, usule uygun gayret ve cesaretle mayalanınca herhangi bir din ve inanç fark etmeksizin zafere götüren en sağlıklı ve en hızlı bir metottur.
İnandığı davayı meşru dairede savunmayan, savunduğu dava uğruna verilmesi gereken bedelden kaçınan haindir! Ve hain iflah olmaz! "Hainin hükmü merduttur!"
İnsan öldürmeyi meslek edinmiş, tağuti sahalarda, faşist sahnelerde; güya imanlı, imansız düzenbazlar'dan Allah'(cc)a sığınırız!
"Ey iman edenler! Hep birden barışa girin. Sakın şeytanın peşinden gitmeyin; çünkü o, apaçık düşmanınızdır!"
﴾Bakara, 2/208﴿
Ve yine Şanı Yüce olan Rabbimiz şöyle buyurur: “Allah’a ve Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız.” (Al-i İmran /132)
(Ve yine) De ki: “Allah’a ve Resule itaat edin; eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran / 32)
Ve yine Yüce Rabbimiz: ) "De ki: “Allah'a ve Resule itaat edin;" Ayetin hükmü kıyamete kadar geçerli olduğuna göre, açıkça anlaşılıyor ki İlahi emir olan Kur'anın ayetlerine, tefsir ve tarifi olan Peygamberin Hadis ve yaşam biçimi olan sünnetine ittiba etmek esastır.
Hakkın emrine uyarak "hak" arayanlara karşı, zulmün yanında yer alarak "hakka" karşı çıkanlar, zalimlerin en alçakça gaddarları dır!
Kimileri iyi niyetinden ve başındakileri ise bir plan ve proje gereği hayat kitabı olan İlahi emir ve nehiyleri yaşanmaz hale getirmek için Hz. Peygamberi sümme haşa bir postacı veya kargocu durumuna sokmaya çalışanlar var. işte onların gözlerine sokmak lazım bu ayeti celileyi: "Deki: Allah'ı seviyorsanız, bana tabi olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın...” (Al-i İmran / 31)
İlahi vahye mazhar Resul ile adı Resul koyulmuşun arasındaki fark ne ise, Kur'andaki şehadet ile ideolojik şehadet de bu durumdan bin defa daha farklıdır!
Faşizmi din, savaşı mezhep, öldürmeyi kutsal ibadet ve tağut uğruna ölmeyi şehadet ilan edenlerin İslamla alakaları ne olabilir? Zerre miskal Müslümanlıkları varsa asla böyle bir şirki azime yanaşmaz ve bu müşrikce lafları konuşmazlar.
Hukukun üstünlüğü ve masumiyet karinesi prensibini ihlal ve ihmal edenlerin haktan anladıkları tek şey en büyük haksızlıktır!
İnsana değer vermeyenlerin insanlığı sorgulanır ve hatta sorgulanmadan da insan olmadıkları kanaatine varılabilir.
Her kim olursa olsun ölüm acıdır. Başkalarının ölümüne "oh" çekenlerin ölüsüne gün gelir başkalarınca "oh" çekilir!
Masum insanların hayatına kast edenlerin hayatı kaste uğrar. Çünkü ilahi adalet mutlaka hakta tecelli eder.
Bazı idarecilerin dostluğu dostluk, sadık yar ve bazıları Yedi Kocalı Hürmüz gibi sabah-akşam berikine-ötekine yar veya ağyar!
Her türlü ef'al-ı küfür ve el'fazı küfürden, hesabın çetin olduğu bu gün ve çok zor olduğu o gün için nasuh bir tövbe ile Allah'(cc)a sığınırız!.
Allah'a isyan: Onun emir ve yasaklarını, belirlediği hak ve hukuk sınırını ihlal ile olur. Bütün insanlık ve hatta bütün varlık ona isyan etse dahi elbette hiç kimsenin gücü ona yetmez!
Değil mi ki bir yasayı Allah(cc) koymuş, bir kanunu buyurmuş ve bir hakkı O' sunmuş ise onu değiştirmek en hafif ifade ile küfürdür, şirktir!
Allah'ın bahşettiği: Yaşam, din, dil, eğitim, nesil, mülk edinme, özgürlük hak ve hürriyetleri gasp edenlerin iddiası tanrılık değilde nedir?
Gerçek Müslümanın en korkak olduğu noktalardan biri: İlahi olan evrensel insan hak ve hürriyetlerini ihlal etmesi ve edilmesidir!
Allah hiç kimseyi rezil etmek için yaratmış değil. İllaki kişi rezil olmaya müstahak olursa adaleti gereği hakkettiğini verir!