Müslüman yaptığı her işini sadece Rabbinin rızasını gözeterek yapmalıdır. Muhabbet ve sevgi seven kimsenin sevdiğine yaklaşmasına vesile olan en önemli araçlardan birisidir. Hal böyle olunca bizler kimi ve nasıl sevdiğimize dikkat etmeliyiz. Kimi insanları sevmemiz bizi Allaha yaklaştırırlarmış bazı insanlara karşı duyduğumuz muhabbet ise bizleri Yaradan'ımızdan uzaklaştıracaktır.
Bu konuda ebedî ve ezelî önderimiz iki cihanında efendisi Hz. Muhammed Mustafa (sav) şöyle buyurmuştur: “Bir kimsede üç özellik tam olarak bulunursa imanın tadını tadar. Allah ve Rasulünü herkesten fazla sevmek, sevdiğini Allah için sevmek, Allah kendisini küfürden kurtardıktan sonra tekrar küfre dönmeyi ateşe atılmak gibi istememek, tehlikeli görmek.” (Buhari, İman 9, Müslim, İman 67)
Bu asrın insanı olarak sevginin en tehlikelisi olan dünya muhabbetiyle imtihan ediliyoruz. En fazla malımızı seviyor en fazla ona kıymet veriyoruz. Bu da bizim imtihanımız. Ama unuttuğumuz bir hakikat var. Dünya fanidir ve tükenip gidecek. Bize kalacak olan önden ahirete götürdüklerimiz.
Ayrıca Allah'ın dinine düşmanlık esen insanları da seviyoruz ki bu zamanla dini duygularımızın zayıflamasına neden olur.
Sevdiğimiz bu kimselerin kalıbına girip onlar gibi yaşamaya başlayacağımız da başka bir hakikat. İnsan sevdiğine benzer be onun gibi olmak istersin. Bizler Allah'ı, onun peygamberini ve müminleri severek güzel kullukta bulunabiliriz aksi mümkün değil.
Kulluk hususunda gökyüzündeki yıldızlar misali olan Sahabenin Allah ve Peygamber aşkı bizlere örnek olmalıdır. Onlar (r.anhüm) bu sevgi etrafında kenetlenerek kulluğun zirvesine ulaşmışlardır. Hayatlarını okuyup dersler ve ibretler çıkarmalıyız. Ayrıca onların sevgisi de bizler için kurtarıcı olacaktır. İslam'ı bizlerden daha iyi anladıkları için onların içtihatları nasihatleri ve tavsiyelerine uyarak kurtulabiliriz.
Rabbim bizlere istikamet be güzel ahlak nasip etsin.
O'nun kerem ve inayetiyle.