Ramazanı uğurladık. Bizden memnun bir şekilde gitmiş olmasını ve ahirette tuttuğumuz oruçların yaptığımız ibadetlerin hakkımızda şefaatçi olmasını umuyoruz. Hayat devam ediyor. Dolayısıyla müslüman olarak dünya hayatımız ve imtihanımız devam ediyor. Rabbimiz bu hakikate şöyle dikkatimizi çekmektedir; “Ve sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.” (Hicr 15/99)
Dünyanın ahiretin tarlası olduğunu bilen mümin, ahiret hayatının da dünyadaki güzel işlerle kazanılacağını da unutmadan yaşar. Ramazanın içerisinde ifa ettiğimiz her bir ibadetin ramazan dışında da üzerimize farzolduğunu unutmayalım. Evet oruç ramazana özgü bir ibedettir. Fakat kılınan namazlar, zekatlar, Kur’ân okumları gibi ibadetler ramazan bittikten sonra da devam etmemiz gereken ve bizi ahirete hazırlayan güzel ibadetler olarak hayatımızda yer etmeli.
Bu açıdan bakıldığında aslında ramazan ayı bizlere kulluğu öğreten bir mektep gibi bizleri eğitmektedir. İslam toplumlarında ortalama dindarlık denen bir olgu vardır. Bu olgu kişilerin düzenli olarak yaptıkları ve ramazan gibi ulvi zamanlarda arttırdıkları ibadetlerin ortalamasıdır. Geçmiş zamanlarda bu ortalama oldukça yüksek olmakla beraber günümüzde çok düşük seviyelerde seyretmektedir. Ramazanları itikafla defalarca tekrarlayan hatimlerle ifa eden insanlar vardı. Günümüzde ise sadece farz olan ibadetlerini yapan insanlar bile toplum tarafından dindar kabul edilmektedir.
Eğer toplum olarak güzel ahlaklara bürünmek ve yaşadığımız olumsuzlukların bitmesini istiyorsak yapmamız gereken dinin emirlerine dört elle sarılmak olacaktır. Dinimizin emirleriyle beraber güzel ahlakını da yeniden kuşanmalıyız. Helale ve harama dikkat eden bir toplumun dünyada huzura ve ahirette de saadete ulaşması mümkündür. Aksi halde hırsızlığın çoğaldığı, içki tüketimine bağlı olarak artan cinayetlerin arttığı ve emniyetten uzak bir toplum olarak hayatımıza devam etmek zorunda kalırız.
Dinimizin emirlerinin insan kuvvetinde olduğu ve Rabbimizin bizim kuvvetimizi aşan bir ibadet istemediğini unutmayalım. Din kolaylık dini ve dinin sahibi olan Hz. Allah ise bizlere karşı çok merhametlidir. Az bir gayrete karşılık bizlere ebedi bir ikram vermek için dünyada ibadetlerimizi yerine getirmemizi istiyor.
Gel ey aziz kardeşim! Kulluk edelim, saadet bulalım. Rabbimin tevfik ve inayetiyle.