Manevi değerlerimizin yozlaştığı insanların diğerlerinden hep şikâyetçi olduğu ve merhametin hemen hemen kaybolduğu bir dünyada yaşıyoruz. Aslında hepimiz bu durumdan rahatsızız. Peki, bu durumda ne yapmalıyız?
İnsan maddi varlığının yanında birde manevi değerlere sahiptir. Bu değerler insanı “İnsan” yapan değerlerdir. Müslüman ise bu güzel değerlerin şahsında tavan yaptığı insandır.
Müslüman da bulunması gereken bazı hususlara değinmek istiyorum. Bunlardan ilki maddi olarak fedakârlık göstermektir. Zekât ve sadakayla sosyal yardımlaşmanın ve karşılıksız, menfaatsiz vermenin örneğini verir.
Müslüman ayrıca dürüsttür, yalansız bir hayat sürer. Dilinden yalan çıkmaz ve onunla insanlara eziyet vermekten uzak durur.
Belki de en önemlisi hesap ve ahiret şuuruyla bütün canlıların (hayvanlar da dâhil olmak üzere) haklarını gözetir. Kalp kırmaz, duyarlıdır.
Hz. Peygamberin (s.a.s.) bu konuda kılavuz sayılacak şu sözü kulaklarımıza küpe olmalıdır;
“Müslüman elinden ve dilinden diğer insanların emin olduğu kimsedir.”
Bu sözün hayatı uygulanmasını bizzat kendisinden öğreniyoruz. Bu hususta en çarpıcı örnek hiç şüphesiz şudur: Müşrikler ona iman etmedikleri halde Peygamberliğinden önce ve sonra onu hep “El-Emin” (güvenilir) olarak bilmişler ve ona bu isimle de hitap etmişlerdir. Bu noktada ona iman eden bizlerin onu taklit etmeyi ve onu şahsımızda yaşatmayı bir görev addederek yerine getirmeliyiz.
Ancak bu sayede bütün insanlık için örnek bir şahsiyet olabiliriz. Çevremizdeki insanlara fayda verebilir, onların sorunlarıyla ilgilenebilir ve nihayetinde duyarlı bir insana dönüşürüz.
Selam ve dua ile….