Dünyaya imtihan gayesiyle gönderilen insan yiyip içtiklerinden ve kazancından da hesaba çekilecektir. Allah helali yarattığı gibi haramı da bir imtihan unsuru olarak yaratmış, kulunun tercihine göre onu ödüllendirmeyi veya azap etmeyi ise vadetmiştir. Hiç şüphesiz helal kazanç için sarf edilen gayreti Rabbimiz mükâfatlandıracaktır. Helal kazancın önemine dikkat çeken Peygamberimiz (sav) bu hususuna şöyle buyurmuştur; “İnsanın yediği şeylerin en güzeli, kendi kazancından olandır ve kişinin çocuğu onun kazancındandır.”
(N4457 Nesâî, Büyû", 1)
Haram lokmanın ahirete dönük azabı olduğu gibi dünyada da insanı günaha meylettirme musibeti vardır. Helal yiyenler yapmış oldukları ibadetten ne kadar zevk alıyorsa, haramla beslenen bedenin de Allah'ın huzurunda ibadete durması o denli zor olmaktadır.
Helal lokma hususunda kul insanlara yük olmadan yaşamayı hayat düsturu edinmelidir. İnsanlara muhtaç olup avuç açmak insan onurunun çiğnenmesine sebep olur. Bu durum ise izzet sahibi olan Müslüman için yaşanabilecek en büyük utançlardan birisidir. Rehberimiz, önderimiz bu hususta şöyle buyurmuştur; “Sizden birinizin urganını alıp (dağa gitmesi), sırtında bir bağ odun getirip satması ve böylece Allah"ın onun itibarını koruması, bir şey verip vermeyecekleri belli olmayan kimselerden dilenmesinden daha hayırlıdır.”
(B1471 Buhârî, Zekât, 50)
Evet hayatımızı bu Nebevî düsturlar doğrultusunda yaşamalı ve insanlık onurumuzu muhafaza etmeliyiz. Rabbim bizleri helalle beslenip O'na itaat eden kullarından eylesin.
Rabbimizin tevfîk ve inayetiyle.