Hayatın karşılığı olan ölüm dünyadaki ömrümüzün biterek ebedi olan ahiret hayatının başlamasıdır. Dünyada yaptığımız güzel işlerin neticesi olan cennet ve Allah’ın görülmesi nimetleri ise ölümle beraber bizlere sunulacaktır.
Dünya hayatında Rabbini razı edenlerin güzelliklerle karşılanacağı ölüm, vazifesini ifa etmeyenler için ise şiddetli sıkıntı ve azabın başlangıcıdır. Nitekim Efendimiz (sav) kabrin bu hakikatin tecelli ettiği ilk nokta olduğuna dikkat çekerek şöyle buyurmuştur: “Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe veya cehennem çukurlarından bir çukurdur.”
Rabbim bizleri cennet ehlinden eylesin. Akıllı kimse bu hakikati anlayarak hayatına tatbik eden kimsedir. Dünyanın geçici nimetlerine aldanmayan yaptığı (veya terk ettiği) her işte Allah’ı zihninden çıkarmayan kimseler için cennet mükafat yeri olacaktır. İmtihan dedik ya. Böylece devam edip duracak. Herkes kendi cennetini veya cehennemini buradan bu fani dünyadan hazırlayıp göçmeye devam edecek. Ne mutlu Rabbimizin korkusuyla yaşayanlara, ne mutlu haramın cazibesine kapılmadan ölümü unutmayanlara.
Dünyayı ebedi olarak kalacak bir yer olarak gören insanlar ise haram helal ayrımı yapmadan haz alabildikleri her şeyi düşüncesizce tüketmeye devam ediyorlar. Ama unutmamamız gereken hakikat şu: Ölüm var. Bu hakikatle yaşayan kullardan olma dileğiyle. Rabbime emanet olunuz.